Kenya'nın devlet sistemi, koloniyal dönemde modern demokratik devlete kadar birkaç kilit gelişim aşamasından geçti. Ülkenin siyasi sisteminin evrimi, birkaç farklı yönetim biçimini ve siyasi ile sosyal yapıdaki önemli değişiklikleri kapsamaktadır. Bu değişiklikler, Kenya'nın iç ve dış politikasına olduğu kadar uluslararası arenadaki rolüne de etki etmiştir.
1963'te bağımsızlık kazanılmadan önce, Kenya Britanya'nın bir kolonisi idi ve siyasi sistemi tamamen kolonyal hükümete tabi idi. Uzun bir süre boyunca Britanya'nın yetkilileri, kaynakları ve yönetimi kontrol etti, yerel Afrikalıların ülkenin yönetiminde yer alma hakları yoktu. Ancak 1950'lerde, en bilinen tezahürü Mau Mau isyanı olan bir direniş hareketi ortaya çıktı ve bu, Britanya'nın koloniyal yönetimine karşı bir mücadeleydi.
İsyan karşısında Britanyalılar, bazı Afrikalıların siyasi durumunu iyileştirme amacıyla reformlar yapmaya başladılar ve bu, nihayetinde Kenya'nın otonomiye doğru ilerlemesini sağladı. 1957'de bazı Afrikalıların yasama organlarında yer almasına izin veren bir temsilci konsey kuruldu. Bu reformlar, tam bağımsızlığa hazırlığın bir parçası haline geldi.
1 Aralık 1963'te Kenya, Britanya'dan bağımsızlığını kazandı. Bağımsızlık sonrası, Kenya Afrika Birliği'nin lideri Jomo Kenyatta, ülkenin ilk cumhurbaşkanı oldu. Bağımsızlık sonrası ilk yıllarda Kenya, devletini güçlendirmeye başladı ve güçlü başkan yetkileriyle bir başkanlık Cumhuriyeti kuruldu. Bu, ilk yıllarda istikrar sağladı, ancak aynı zamanda gücün bir kişide ve onun çevresinde yoğunlaşmasına yol açtı.
Jomo Kenyatta'nın 1978'deki ölümünden sonra, oğlu Uhuru Kenyatta yeni cumhurbaşkanı oldu ve bu, ülkedeki iktidar geçişinin başlangıcını simgeliyor. 1980'lerde Kenya, gücün hükümetin elinde yoğunlaştığı homojen bir siyasi sistem altında yönetiliyordu ve siyasi muhalefet zayıflatılmış ve yetkililer tarafından kontrol ediliyordu.
1990'lı yıllarda, KANU (Kenya Afrika Ulusal Birliği Partisi) iktidarının uzun süreli egemenliğinin ardından, Kenya çok partili siyasi sisteme geçiş yapmaya başladı. Bu değişimlere, uluslararası topluluk baskısı ve iç siyasi hoşnutsuzluğun artışı gibi birçok faktör katkıda bulundu. 1991'de muhalefet partilerinin varlığını yasaklayan yasa kaldırıldı, bu da ülkede çok partili sistemin oluşumuna olanak sağladı.
Bu dönemde Kenya'daki siyasi durum önemli ölçüde değişti. 1992'de ilk çok partili seçimler yapıldı; ancak demokratikleşme süreci karmaşık oldu ve muhalefet partileri sık sık kısıtlamalar ve baskılarla karşılaştı. Ekonomik sorunlar ve yolsuzluk da ülkedeki siyasi durumu etkileyen önemli faktörler olmaya devam etti.
Kenya'nın devlet sisteminin evrimindeki en önemli aşamalardan biri 2000'lerin başındaki anayasa reformuydu. Muhalefet ve sivil toplumun taleplerine yanıt olarak, hükümet anayasayı daha demokratik ve adil hale getirmek için adımlar attı. 2005'te yeni bir anayasa önerildi, ancak referandumda onaylanmadı.
2010'da, uzun tartışmalar ve uzlaşmaların ardından Kenya yeni bir anayasayı kabul etti. Yeni temel yasası, yürütme, yasama ve yargı organları arasında daha dengeli bir güç dağılımı sağladı. Ayrıca, azınlık hakları, kadın hakları ve yolsuzlukla mücadele gibi konuları güvence altına alan düzenlemeler getirildi. 2010 Anayasası, vatandaşların ülkenin siyasi hayatına katılma hakkını güvence altına alarak ve daha etkili devlet kurumlarının oluşturulmasını sağlayarak demokrasiyi pekiştirdi.
2010'da yeni anayasanın kabulünden sonra Kenya, demokratik bir devlet olarak gelişmeye devam etti. Seçimler daha rekabetçi hale geldi ve demokratikleşme süreci güçlendi. Ancak sistem hala yolsuzluk, eşitsizlik ve etnik çatışmalar gibi sorunlarla karşı karşıya. Son birkaç on yılda Kenya, siyasi durumu istikrara kavuşturma, vatandaşların sosyal durumunu iyileştirme ve daha şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim sağlama çabası içerisindedir.
Başkanlık yetkisi Kenya'da güçlü kalmaya devam ediyor, ancak yeni anayasa, parlamento ve yargı organları için daha geniş yetkiler sağlamaktadır. Son yıllarda yerel yönetim konusuna da daha fazla önem verildi ve bu, bölgelerin doğrudan ilgili olduğu kararların alınmasında daha fazla etki sahibi olmasına olanak tanıdı. Kenya, yolsuzlukla mücadele ve hukuk düzeni kurumlarını güçlendirme yoluyla istikrar, demokratik değerler ve gelişim için mücadele etmeye devam etmektedir.
Kenya'nın devlet sisteminin evrimi, koloniyal dönemden modern demokrasiye kadar uzanan uzun bir politik ve sosyal değişimlerin sonucudur. Kenya, koloniyal egemenlikten bağımsızlığa, tek partili sistemden çok partili sisteme, otoriteryanizmden demokratik reformlara kadar çeşitli yönetim biçimlerinden geçerek büyük bir yol kat etti. Bu değişiklikler, tüm ülkeyi etkiledi ve gelecekteki siyasi gelişim üzerinde etkili olmaya devam edecektir.