XIII. yüzyılda ortaya çıkan Moskova Prensliği, Rusya topraklarındaki en önemli siyasi oluşumlardan biri haline geldi. Tarihi, büyük ölçüde Rusya'nın kaderini belirleyen olaylarla doludur.
XIII. yüzyılın başlarında modern Moskova'nın bulunduğu yerde, Moskova ve Yauza nehirlerinin birleştiği bir tepe üzerinde, ahşap bir kalenin etrafında kurulmuş küçük bir yerleşim yeri vardı. Moskova'nın bilinen ilk prensi Yuri Dolgorukiy'di; 1147 yılında Moskova'yı kroniklerde anmıştır.
Ancak gerçekten güçlü bir prenslik, XIII. yüzyılın sonunda, Alexander Nevsky'nin oğlu Prens Daniil Aleksandroviç'in Moskova'nın ilk resmi prensi olduğu zaman şekillendi. Pozisyonunu güçlendirdi ve çevresindeki toprakları bir araya getirerek Moskova'nın etkisini genişletmeye başladı.
XIV. yüzyılda Moskova prensleri etkilerini artırmaya devam etti. 1325-1340 yılları arasında hükümdarlık eden Prens Ivan I Kalita, Altın Orda'dan büyük prenslik için bir yetki aldı. Bu, ticaret ve vergi toplama için yeni fırsatlar sundu. En zengin prenslerden biri haline gelerek Moskova'yı siyasi ve ekonomik bir merkez olarak güçlendirdi.
Ivan Kalita'nın oğlu Dmitry Donskoy da prenslik tarihinde kilit bir rol oynadı. 1380 yılında Kulikovo Savaşı'nda Tatar-Moğollara karşı kazandığı zaferle tanındı; bu, Rusya'nın Orda egemenliğinden kurtuluşunun başlangıcını simgeliyordu.
XIV. yüzyılın sonu ile XV. yüzyılın başında Moskova Prensliği genişlemeye devam etti. Prens Vasiliy I ve Vasiliy II adıyla bilinen oğlu Vasiliy Karanlık döneminde, prenslik pozisyonlarını güçlendirdi. Bu dönemde Moskova prensleri ve Litvanya Prensliği arasında, ayrıca Moskova'nın içindeki güç mücadeleleri yaşandı.
Moskova Prensliği'nin gücünün zirveye çıktığı dönem, 1462-1505 yılları arasında hükümdar olan III. Ivan’ın yönetimi sırasında gerçekleşti; Rus topraklarının birleşmesini tamamladı. Rusya'yı Orda egemenliğinden kurtararak Altın Orda'ya vergi ödemeyi reddetti. III. Ivan ayrıca taş Kremlin'ler inşa etmeye ve kültürü, mimariyi ve sanatı geliştirmeye başladı.
Oğul IV. Ivan (Ivan Grozny), 1547 yılında kendisini Rusya'nın ilk çarı ilan etti. Bu olay, prenslikten merkezi bir devlete geçişi simgeliyordu. IV. Ivan döneminde önemli toprak genişlemeleri yaşandı ama aynı zamanda iç çatışmalar da oldu; bu, Oprichnina'ya yol açtı.
Moskova Prensliği'nin tarihi, tek bir Rus devletinin oluşumuna temel oluşturmuştur. Rus kültürü, politikası ve ekonomisinin merkezi haline gelmiştir. Mimari, edebiyat ve sanatı gibi birçok kültürel başarı, bu dönemle ilişkilendirilmektedir.
Tatar-Moğol egemenliğinin sona ermesi ve Moskova Prensliği'nin büyük bir güç haline gelmesiyle, Rus ulusu kendine özgü ve bağımsız bir kültürel fenomen olarak şekillenmeye başladı. Moskova Prensliği'nin tarihsel mirası, modern Rusya'da yaşamaya devam ediyor; gelenekleri ve kültürü Rus halkının kimliğinde önemli bir rol oynamaktadır.
Moskova Prensliği'nin tarihi, Rus halkının ruhunu simgeleyen bir oluşum olarak gelişim ve mücadele tarihidir. Bu dönemin başarıları ve başarısızlıkları, Rusya'nın gelecekteki gelişimini ve dünya sahnesindeki yerini belirlemiştir.