Nano teknoloji, malzemeleri nano ölçeklerde, yani 1 ile 100 nanometre arasındaki boyutlarda inceleyen ve manipüle eden disiplinlerarası bir bilim ve teknoloji alanıdır. 20. yüzyılın sonlarında nano teknolojiler popülerlik kazanmaya başladı ve tıptan elektroniğe, enerji üretiminden malzemelere kadar çeşitli alanlarda oldukça umut verici bir uygulama haline geldi.
Nano teknoloji terimi, 1974 yılında Japon bilim insanı Eiichi Nanosan tarafından ilk kez kullanılmştır. Ancak 1980'ler ve 1990'lar boyunca büyük ölçüde teorik bir kavram olarak kalmıştır. Bu dönemde bilim insanları nano düzeyde manipülasyonların potansiyelini fark etmeye başladılar ve bu da bu alana olan ilginin yeniden uyanmasına yol açtı.
Önemli olaylardan biri, 1981 yılında tarayıcı tünel mikroskobunun (STM) ve 1986 yılında atom güç mikroskobunun (AFM) icat edilmesiydi. Bu cihazlar sadece bireysel atomların ve moleküllerin yüzeylerini görselleştirmekle kalmayıp, aynı zamanda onları değiştirmeye de olanak tanıyarak araştırmacılara yeni ufuklar açtı.
1990'larda nano teknoloji alanında araştırmalara yapılan finansmanlarda keskin bir artış başladı. ABD, Japonya ve Avrupa Birliği ülkeleri gibi birçok ülkenin hükümetleri, bu alandaki bilimsel geliştirmelere devasa miktarlarda fon ayırmaya başladılar. 2000 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde başlatılan Nano Teknolojiler Programı, araştırmalara ve geliştirmelere milyarlarca dolar yönlendirdi.
Bu dönemde, nano parçacıkların, karbon nanotüplerin ve kuantum noktalarının oluşturulması gibi alanlarda aktif gelişmeler yaşandı. Karbon nanotüpler, yeni malzemelerin oluşturulmasından elektroniğe ve tıba kadar birçok potansiyel uygulama buldu.
Nanoteknolojilerin en umut verici uygulama alanlarından biri, tıp ile ilgiliydi. 1990'larda, hedef hücrelere ilaç taşımak için nano parçacıkların kullanılması üzerine deneyler başladı. Bu, kanser tedavisinde yan etkileri en aza indirerek daha hedeflenmiş bir tedavi imkanı sundu.
Bu dönemde ayrıca, manyetik rezonans görüntüleme (MRG) görüntülerini iyileştirmek için altın nano parçacıkların kullanılması gibi nano teknolojilere dayalı yeni görüntüleme yöntemleri geliştirilmeye başlandı.
2000'lerde nano teknolojilere olan ilgi devam etmeye başladı. Birçok araştırmacı ve bilim insanı, nano düzeyde yeni materyallerin oluşturulmasına daha fazla dikkat vermeye başladı. 2004 yılında karbon nanotüplerin seri üretim yolunun açılmasıyla birlikte, aynı zamanda yeni polimerler ve iyileştirilmiş özelliklere sahip kompozitlerin geliştirilmesine yönelik çalışmalar başladı.
2006 yılında, çeşitli alanlarda nano teknolojilerin araştırılması ve uygulanmasını teşvik etmek amacıyla Amerikan Nano Teknoloji Derneği kuruldu. Bu dönemde ayrıca, nano teknolojilerin ticarileşmesi de hızla gelişti ve birçok girişimci yenilikleri üretim süreçlerine entegre etmeye başladı.
Nano teknolojilere olan ilginin artması beraberinde bazı etik ve sosyal sorunları da getirdi. Nano malzemelerin insan sağlığı ve çevre üzerindeki olası etkileri konusundaki endişeler, yeni düzenleyici mekanizmaların geliştirilmesi ihtiyacını doğurdu. Bilim camiası, nano teknolojilerin güvenliği ve değerlendirilmesi gerekliliği gibi konuları tartışmaya başladı.
Nano teknolojiler, 20. yüzyılın sonundan 21. yüzyılın başlangıcına kadar kısa bir sürede, bilim kurgu günlerinden gerçek uygulamalara geçiş yaptı. 1990'lar ve 2000'ler dönemindeki gelişmeler, bilim ve sanayide yeni bir aşamanın başlangıcını oluşturdu ve daha çözülmesi gereken sonsuz fırsatlar ve zorluklar için kapılar açtı. Önümüzde, bu heyecan verici bilim alanında yeni başarılar, yenilikler ve dinamik gelişmeler bekliyor.