Moçambique'nin bağımsızlık mücadelesi, ülkenin tarihindeki en önemli aşamalardan biri olduğu kadar, Afrika'daki antikoloniyal hareketin de önemli bir mihenk taşı olmuştur. 16. yüzyıldan beri Portekiz'in sömürgesi olan Moçambique, dört yüzyıldan fazla bir süre Portekiz yönetimi altında kalmış, bu süreç ekonomik sömürü, zorla çalıştırma ve yerel halkın haklarının ihlali ile birlikte yaşanmıştır. 20. yüzyılın ortalarında, küresel bağımsızlık hareketlerinin etkisiyle, sömürge yönetiminden kurtulmak için aktif silahlı bir mücadele başlamış ve bu, 1975 yılında ülkenin bağımsızlığının nihai olarak ilan edilmesiyle sonuçlanmıştır.
Moçambique'deki Portekiz yönetim sistemi sert ve baskıcıydı. Yerel halkın ekonomik sömürüsü, plantasyonlar, madenler ve altyapı inşasında zorla çalıştırma, eğitim ve haklara erişim eksikliği gibi etmenler, halk arasında hoşnutsuzluğu artırıyordu. Sosyal ve siyasi eşitsizlik, yerel nüfusa yönelik sert ayrımcılık ve baskı politikaları, bağımsızlık arzusunu körükleyen önemli faktörler haline gelmiştir.
20. yüzyılın ortalarında, İkinci Dünya Savaşı sonrasında, Afrika'da ve dünyada güçlü bir dekolonizasyon süreci başlamıştır. Diğer Afrika ülkelerinin bağımsızlıklarından ilham alan Moçambikli liderler, FRELIMO (Moçambique Kurtuluş Cephesi) gibi antikoloniyal hareketler oluşturmaya başlamışlardır ve bu hareketler bağımsızlık mücadelesinin organizasyonel çekirdeği olmuştur. Bu hareketler, Moçambiklilere sosyal ve ekonomik özgürlük sağlamak için siyasi reformlar talep etmiştir.
Moçambique Kurtuluş Cephesi olarak bilinen FRELIMO, 1962 yılında ülkenin farklı etnik ve siyasi gruplarını bir araya getiren ana antikoloniyal kuruluş olarak kurulmuştur. Eduardo Mondlane liderliğinde, FRELIMO, Moçambique'yi Portekiz egemenliğinden kurtarma amacını silahlı mücadele ve kitlesel direniş organize ederek ilan etmiştir.
FRELIMO, Sovyetler Birliği ve Çin gibi sosyalist ülkelerin yanı sıra, sömürge bağımlılığından kurtulan bazı Afrika devletlerinden de destek almıştır. Tanzanya gibi komşu ülkelerin topraklarında, FRELIMO savaşçılarının askeri eğitim aldığı eğitim kampları düzenlenmiştir. Örgüt, Moçambique'nin özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin sembolü haline gelen büyük ölçekli bir direniş için güç toplamaya başlamıştır.
Silahlı mücadele, FRELIMO güçlerinin Portekiz garnizonları ve altyapısına karşı gerilla saldırıları düzenlemeye başladığı 1964 yılında başlamıştır. Savaş operasyonları, antikoloniyal eğilimlerin özellikle güçlü olduğu ülkenin kuzey ve merkez bölgelerinde gerçekleştirilmiştir. FRELIMO, düşük sayıda askerle hareket ederek ve daha güçlü ve iyi donanımlı Portekiz ordusuyla doğrudan çatışmalardan kaçınarak gerilla savaşı taktiği kullanmıştır.
Savaşın ilk yıllarında FRELIMO, kaynak eksikliği, savaşçıların zayıf eğitimi ve bazı etnik gruplar arasında yeterince destek olmaması gibi zorluklarla karşılaşmıştır. Ancak örgüt, sosyal ve ekonomik özgürlük vaadi ile daha fazla destekçi çekerek etkisini genişletmeye devam etmiştir. FRELIMO, mücadelesini ve destek çekmek için insanları bilgilendirmek amacıyla radyo ve diğer kitle iletişim araçlarını da aktif olarak kullanmıştır.
Çatışmanın tırmanmasıyla birlikte, FRELIMO'ya uluslararası destek artmıştır. Sovyetler Birliği ve Çin, silah gönderirken, FRELIMO savaşçılarına da eğitim vermiştir. Tanzanya ve Zambiya, örgütün faaliyetlerini organize etmek ve mülteciler için bir sığınak sağlamak amacıyla üs sağlamıştır. BM de, Portekiz'e karşı baskı yapmaya başlayarak, sömürge yönetiminin sona ermesi ve Moçambique'nin kendi kaderini tayin etme hakkının tanınması çağrısında bulunmuştur.
Portekiz, Moçambique üzerindeki kontrolünü kaybetmemek için giderek daha fazla askeri kaynak göndermiş ve sivil halka karşı baskıcı önlemleri artırmıştır. Ancak uluslararası yaptırımlar nedeniyle ülkenin politik ve ekonomik izolasyonu ve antikoloniyal hareketin artan popülaritesi, Portekiz'deki hoşnutsuzluğun artmasına neden olmuştur.
1974 yılında Portekiz'de yaşanan "Kırmızı Gül Devrimi", demokratikleşme ve dekolonizasyon hedefleyen yeni bir hükümetin iş başına gelmesiyle sonuçlanmıştır. Bu devrim, Moçambique'ye bağımsızlık verilmesi sürecini hızlandırmada önemli bir rol oynamıştır. Yeni Portekiz hükümeti, FRELIMO liderleri ile barış görüşmeleri yapmayı kabul etmiştir.
FRELIMO temsilcileri ile Portekiz otoriteleri arasındaki görüşmeler, Eylül 1974'te Luso anlaşmasının imzalanmasıyla sonuçlanmış ve Portekiz, Moçambique'ye bağımsızlığı verme taahhüdünde bulunmuştur. Bu anlaşma, kolonyal yönetimin sona ermesinin ve ülke için yeni bir dönemin başlangıcının habercisi olmuştur.
25 Haziran 1975'de Moçambique resmi olarak bağımsızlığını ilan etmiştir. Ülkenin ilk cumhurbaşkanı, FRELIMO'nun liderlerinden biri olan Samora Moisés Machel olmuştur ve sosyalist bir devlet kurma yönünde çalışmalarına devam etmiştir. Bağımsızlığın ilanı, uzun yıllar boyunca sömürge baskısından kurtulmaya çalışan Moçambik halkı arasında coşkuyla karşılanmıştır.
Bağımsızlığın kazanılmasının ardından Moçambique, yıllarca süren savaşın ardından ülkeyi yeniden inşa etme, sosyal ve ekonomik sorunları çözme ve siyasi farklılıklar nedeniyle oluşan iç çatışmalarla başa çıkma gibi yeni zorluklarla karşılaşmıştır.
Moçambique'nin bağımsızlığı, kolonyal yönetim altında olan diğer Afrika ülkelerine kendi bağımsızlıkları için mücadele etme konusunda ilham vermiştir. Moçambique, başarılı bir antikoloniyal mücadelenin sembolü haline gelmiş ve bölgedeki diğer kurtuluş hareketleri için önemli bir dayanak olmuştur. Bağımsız olduktan sonra, Moçambique, Zimbabwe ve Güney Afrika gibi komşu ülkelere özgürlük mücadelesinde destek sağlamıştır.
Ancak ülkede FRELIMO ve muhalefet arasında bir iç savaş patlak vermiş ve bu, genç devlet için büyük bir sınav olmuştur. İç çatışma, ekonomik ve sosyal yapı üzerinde olumsuz etki yapmış, ancak dünya topluluğunun desteği ve 1992'deki barış görüşmeleri sayesinde istikrar sağlanmıştır.
Moçambique'nin bağımsızlık mücadelesi, ülkenin tarihinde önemli bir aşama olmuş ve önemli sosyal, ekonomik ve politik değişimlere yol açmıştır. Özgürlük yolu kolay olmamış ve büyük fedakarlıklar gerektirmiştir, ancak halkın azmi ve kararlılığı sayesinde Moçambique, Portekiz kolonisi olmaktan kurtulmayı başarmıştır.
Bağımsızlık, Moçambik halkına kendi kimliklerini ve kendi kaderlerini tayin etme hakkını kazandırmıştır. Bugün, bağımsızlık sonrası ülkenin karşılaştığı zorluklara rağmen, mücadelesi özgürlük ve adalet arayan halklar için bir örnek olmaya devam etmektedir. Moçambique'nin bağımsızlık hikayesi, halk birlikteliğinin gücünü ve daha iyi bir geleceğe olan inancı hatırlatmaktadır.