Tanzanya'nın bağımsızlık hareketi, ülkenin tarihi açısından önemli bir aşama olup, sömürge yönetiminden bağımsız bir devlete geçişi simgelemektedir. Daha önce Tanganika olarak bilinen ülke, Almanya ve ardından Britanya'nın sömürge yönetimi altında bulunmuş, bu durum yerel halk için pek çok acı sonucu beraberinde getirmiştir. 1940’ların sonlarından itibaren bağımsızlık mücadelesi süreci başlamış, bu süreç nihayetinde 1961 yılında özgürlüğün elde edilmesiyle sonuçlanmıştır.
Geleneksel toplulukların ve kültürel formların varlığına rağmen, sömürge yönetimi Tanzanya’nın sosyal yapısını önemli ölçüde değiştirmiştir. Birinci Dünya Savaşı sonrasında Tanganika, Britanya'nın manda bölgesi haline gelmiş ve yerel halk, ayrımcılık, sömürü ve zor koşullarla karşılaşmıştır. Ekonomik sorunlar, hak eksikliği ve kültürel baskılar, yerel halk arasında rahatsızlık artışının ana sebeplerini teşkil etmiştir.
Politik bilincin gelişimi, yerel halkın hakları için mücadele eden ilk politik organizasyonların kurulmasıyla başlamıştır. 1950’li yıllarda aktivist sayısı artmış ve bağımsızlık mücadelesi veren siyasi partiler oluşmaya başlamıştır. Bu sürece katkı sağlayan temel etkenler, İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesi ve Afrika'daki dekolonizasyon eğilimleridir.
Bağımsızlık hareketinde, 1954 yılında kurulan Afrika Ulusal Kongresi (AUK) gibi birkaç siyasi parti önemli rol oynamıştır. AUK, tek bir Afrika devletinin oluşturulması ve siyah nüfusun hakları için mücadele etmeyi hedeflemiştir. 1955 yılında Yusuf Mwanik’in liderliğinde Tanzanya Afrika Ulusal Partisi (TANU) kurulmuştur. Bu parti, bağımsızlık mücadelesinin ana motoru haline gelmiş ve yerel halkı eylemlerine aktif olarak katmaya başlamıştır.
TANU, sömürge yönetimine karşı mitingler, gösteriler ve protesto eylemleri düzenlemiştir. Faaliyetlerinin önemli bir adımı, Britanya yetkililerine yerel halkın siyasi haklar, eğitim ve ekonomik fırsatlar taleplerini içeren bir "eylem planı" sunmaktır. Bu plan, sömürge otoriteleriyle yapılacak gelecekteki müzakerelerin temelini oluşturmuştur.
1950’lerin sonlarına gelindiğinde, sömürge yönetimine karşı artan rahatsızlık kitlesel protestolara dönüşmüştür. 1959 yılında Zanzibar bölgesinde bir isyan patlak vermiş, yerel halk Britanya sömürge yönetimine karşı durmuştur. Bu isyan, bastırılsa da, rahatsızlığın boyutlarını ve yerel halkın özgürlük arzusunu göstermiştir.
Protestolar karşısında sömürge yönetimi bazı reformlar yapmaya başlamış ancak bu reformlar yetersiz kalmış ve yerel halkın genel durumunu değiştirmemiştir. Sonuç olarak, Britanya sömürgecilerine yönelik politik baskı artmış ve bağımsızlık müzakereleri başlamıştır.
Sömürge yönetimi, Tanzanya için pek çok olumsuz sonuç bırakmıştır. Geleneksel ekonomik yapıların yok olması, kaynakların sömürülmesi ve düşük yaşam koşulları yoksulluk ve eğitim eksikliğine yol açmıştır. Yerel halk temel haklardan mahrum bırakılmış, bu da sosyal çatışmalara zemin hazırlamıştır. Ülke farklı etnik gruplara bölünmüş ve sömürge yönetimi bu gruplar arasındaki ayrımı güçlendirmiştir; bu da gelecekteki çatışmalara yol açma potansiyeli taşımaktadır.
Tüm bu zorluklara rağmen, bağımsızlık hareketi güç kazanmaya devam etmiştir. Tanzanya halkı hakları için birleşerek mücadele etmiş ve bu bir araya geliş, kurtuluş sürecinde kilit bir rol oynamıştır.
1961 yılında, uzun yıllar süren mücadelenin sonunda Tanzanya nihayet bağımsızlığını elde etmiştir. Kurtuluş süreci, TANU'nun aktif çalışmaları ve yerel halkın desteği sayesinde barışçıl bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Bağımsız devletin ilk Cumhurbaşkanı Julius Nyerere olmuş, o partiye liderlik etmiş ve özgürlük mücadelesinin simgesi haline gelmiştir.
Bağımsızlığın elde edilmesinin ardından Nyerere, ülkenin gelişimi için bir dizi reform başlatmıştır. Sosyal adalet ve tek bir Afrika devleti oluşturmayı hedeflemiş, bu da politikalarının temelini oluşturmuştur. Ancak pratikte pek çok girişimi zorluklarla karşılaşmış ve ülkenin gelişim süreci karmaşık hale gelmiştir.
Tanzanya'nın bağımsızlık hareketi, yerel halkın yaşamının farklı yönlerini kapsayan önemli ve çok boyutlu bir süreçtir. Haklar için mücadele, ekonomik gelişim ve sosyal adalet, ülkenin tarihinde ana tema olmuştur. 1961 yılında elde edilen bağımsızlık, çeşitli siyasi partilerin ve aktivistlerin özgürlükleri için verdikleri ortak çabaların bir sonucudur. Bu süreç, Tanzanya'nın tarihinde önemli bir dönüm noktası olmuş ve onun bağımsız bir devlet olarak gelişimi ile kimliğinin oluşumunu etkilemiştir.