Belarus, bin yılı aşkın bir tarihi olan zengin ve çok katmanlı bir ülkedir. Avrupa'nın merkezinde yer alan Belarus, çeşitli kültürel etkilerin, siyasi dönüşümlerin ve sosyal değişimlerin tanığı olmuştur.
Belarus'un tarihi, MS 1. yüzyılda bölgeyi yerleşen eski Slav kabileleriyle başlar. Krovici, Dreva ve Radimici gibi bu kabileler, topluluklar kurmuş ve tarımı geliştirmiştir.
9. yüzyıldan itibaren Belarus toprakları Kievan Rus'un bir parçası haline gelmiş, bu da kültürel ve ekonomik değiş tokuşa zemin hazırlamıştır. Polotsk şehri önemli bir ticaret ve kültür merkezi haline gelmiş, Prensleri Rogvolod ve Vseslav gibi bölgenin tarihi içinde kayda değer roller oynamıştır.
13.-14. yüzyıllarda Belarus, topraklarını ve etkisini önemli ölçüde genişleten Büyük Litvanya Dükalığı'nın bir parçası olmuştur. Bu dönemde Belarus topraklarının Litvanya ve Polonya ile entegrasyonu gerçekleşmiş, bu da kültürel değişimi ve gelişimi teşvik etmiştir. 1569 yılında imzalanan Lublin Birliği ile Polonya ve Litvanya'yı bir araya getiren Lechita Birliği kurulmuştur.
Bu dönem, Belarus kültürü, edebiyatı ve sanatının gelişme dönemidir. Ancak aynı zamanda Belaruslular, Polonizasyon ve Katolizasyon ile karşı karşıya kalmış, bu da toplumda gerilim yaratmıştır.
18.-19. yüzyıllarda, Polonya’nın bölünmelerinin ardından Belarus, Rus İmparatorluğu'nun kontrolüne girmiştir. Bu dönem, hem modernleşme hem de baskılarla karakterizedir. Reformlar sırasında yeni idari birimler oluşturulmuş, ancak ulusal kimliğin bastırılmasına yönelik girişimler de olmuştur.
1863 yılında, Çarlık yönetimine karşı Kastuś Kalinowski liderliğinde bir isyan patlak vermiştir. İsyan bastırılsa da, bağımsızlık mücadelesi ve kültürel kimliğin korunmasının önemli bir sembolü haline gelmiştir.
1917 Ekim Devrimi'nden sonra Belarus, Sovyetler Birliği'nin bir parçası olmuştur. 1921 yılında Belarus Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti (BSSR) kurulmuştur. Bu dönemde ekonomide ve sosyal yapı da önemli değişiklikler yaşanmıştır.
Ancak, İkinci Dünya Savaşının getirdiği büyük acılar yaşanmıştır. Belarus, en çok etkilenen bölgelerden biri olmuş, topraklarında sert çatışmalar ve Yahudi nüfusuna yönelik soykırımlar yaşanmıştır. Savaş sonrasında ülke yeniden inşa edilmiştir, ancak bu büyük çabalar ve fedakarlıklar gerektirmiştir.
1980'lerin sonlarında, Perestroyka döneminin arka planında, Belarus'ta ulusal hareketler artmıştır. 1991 yılında, Sovyetler Birliği'nin çökmesinin ardından Belarus bağımsızlığını ilan etmiştir. 27 Temmuz 1990'da devlet egemenliği hakkında bir bildiri kabul edilmiştir.
Belarus'un ilk Cumhurbaşkanı, 1994 yılında iktidara gelen Alexander Lukashenko olmuştur. O zamandan beri ülkedeki siyasi durum, otoriter yönetim, muhalefetin bastırılması ve ifade özgürlüğünün kısıtlanması ile karakterizedir.
Bazı ekonomik başarılarına rağmen, Belarus birçok zorlukla karşı karşıyadır; bunlar arasında Rusya'ya bağımlılık, düşük yabancı yatırım seviyesi ve insan hakları sorunları bulunmaktadır. Ekonomik reformlar yavaş bir şekilde gerçekleşmekte ve bu durum halk arasında hoşnutsuzluk yaratmaktadır.
2020 yılından itibaren ülkede seçimlerin sahteciliklerine ve otoriter yönetime karşı büyük protestolar patlak vermiştir. Bu olaylar uluslararası toplumun dikkatini çekmiş ve Belarus tarihindeki önemli bir an haline gelmiştir.
Belarus kültürü zengin ve çeşitlidir; yüzyıllık tarih ve gelenekleri yansıtır. Edebiyat, müzik, görsel sanatlar ve halk el sanatları, Belarusluların yaşamında önemli bir rol oynamaktadır. Ulusal kimliğin en önemli sembolleri, Belarusça ve folklördür.
Belarus'un tarihi, bağımsızlık mücadelesi, kültürel kimliğin korunması ve zorlukların üstesinden gelme hikayesidir. Belarus halkı, tüm zorluklara rağmen kendine has özelliklerini korumaya devam etmekte ve umut dolu bir geleceğe yönelmektedir.