Orta Çağ Fransası, siyasi ve hukuki sistemlerde önemli değişimlerin yaşandığı bir zaman dilimiydi. Kralın, feodal beylerin ve kilisenin iktidarı, toplumsal gelişimi etkileyen benzersiz bir yönetim yapısı oluşturdu.
Orta Çağ devletinin başında, en yüksek güçle Tanrı'nın yeryüzündeki temsilcisi olarak kabul edilen bir kral vardı. Ancak, gerçek iktidar sıklıkla feodal toplumun çeşitli katmanları arasında paylaşılıyordu.
Feodalizm, Fransa'nın politik yapısının temelini oluşturuyordu. Kral, askerlik hizmeti ve sadakat karşılığında vasallarına topraklar (feodlar) veriyordu. Bu vasallar, kendi topraklarını altlarına dağıtma yetkisine sahipti. Bu, her feodalın daha yüksek bir rütbeye bağlı olduğu çok katmanlı bir sistem oluşturuyordu.
Kilise, politikada kilit bir rol oynuyordu. Sadece devasa toprakları yönetmekle kalmıyor, aynı zamanda manevi bir güç de elde ediyordu. Papalık ve piskoposlar, krallar üzerinde ve siyasi meselelerin çözümünde önemli etkilere sahip olabiliyordu.
Orta Çağ Fransasında adalet, yerel gelenekler ve görenekler üzerine kuruluydu. Yasalar bölgeden bölgeye değişiklik gösteriyor ve sıklıkla suçlunun statüsüne bağlı oluyordu.
Mahkeme süreçleri, yerel feodaller veya kraliyet mahkemeleri tarafından gerçekleştirilebiliyordu. Yerel mahkemeler, medeni ve ceza suçlarıyla ilgili davaları inceliyor, kraliyet mahkemeleri ise daha ciddi suçlar ve feodaller arasındaki anlaşmazlıklarla ilgileniyordu.
Mahkeme duruşmaları genellikle kamuya açık olarak gerçekleştiriliyordu. Tanıkların ve jüri üyelerinin ifadeleri önemli bir rol oynuyordu, ancak delil toplama yöntemleri çağdaş standartlardan uzaktı. Bazen itiraf almak için işkence uygulanıyordu.
Vatandaşların hakları ve ayrıcalıkları sosyal statülerine bağlıydı. Asiller, genellikle hareketlerinde kısıtlı olan ve çeşitli vergilere ve yükümlülüklere tabi olan sıradan köylülerden daha fazla hakka sahipti.
Asiller, vasallarını yargılayabilir ve topraklarını koruma hakkına sahipti. Ayrıca, en iyi hukuki hizmetlere erişim sağlıyor ve daha üst düzey politik süreçlere katılabiliyordu.
Köylüler, ana iş gücü olmalarına rağmen genellikle kısıtlı haklara sahipti. Kaderleri feodallerin merhametine bağlıydı ve mahkeme kararlarına nadiren itiraz edebiliyorlardı.
Orta Çağ Fransasında iktidar ve adalet, karmaşık ve çok katmanlı sistemlerdi. Tek bir yasalar sistemi olmasa da, gelecekteki Fransız hukukun temellerini ve toplumunu şekillendirdiler.
Feodal ilişkiler ve adalet sistemleri, Fransa’nın ve genel olarak Avrupa’nın hukuki sisteminin gelişimi üzerinde uzun süreli bir etki yarattı. Güçlerin ayrılması ve insan hakları gibi birçok unsur, o dönemlere kadar uzanmaktadır.