Lüksemburg, mütevazı boyutlarına rağmen, ülkenin sınırlarının ötesinde de iz bırakan önemli kişiliklerle dolu uzun ve ilginç bir tarihe sahiptir. Bu küçük devlette, politika, kültür, bilim ve ekonomi alanlarında kilit roller oynamış birçok ünlü şahsiyet doğmuş veya onunla bağlantılı olmuştur. Bazıları dünya tarihinin önde gelen figürleri haline gelmiştir ve mirasları günümüzde hala etki etmektedir.
Henri VII, Lüksemburg Dükü, Orta Çağ Avrupa tarihindeki önemli bir figürdü. XIV. yüzyılda doğmuş ve 1313 yılında Lüksemburg Dükü olmuştur. Saltanatı, Lüksemburg'un uluslararası arenada güçlenmesiyle tanınmaktadır. Henri VII ayrıca 1308 yılından itibaren Kutsal Roma İmparatoru olarak görev yapmıştır. Yönetici olarak etkinliği, imparatorluktaki merkezi gücü destekleme ve devletinin topraklarını genişletme üzerine odaklanmıştır. Henri, Lüksemburg hanedanını güçlendirmede ve Avrupa'da güçlü bir siyasi koalisyon oluşturulmasında önemli bir rol oynamıştır.
Ayrıca, komşu ülkelerle bağlantılar kurmada gösterdiği siyasi bilgelik ve diplomasisiyle de tanınmaktadır. Kutsal Roma İmparatorluğu için zor zamanlara rağmen, Henri VII, Lüksemburg'un siyasi ve ekonomik etkisini güçlendirmeyi ve korumayı başarmış, onu kendi zamanının Avrupa'sında önemli bir oyuncu haline getirmiştir.
Jean de Lüksemburg, diğer adıyla Lüksemburglu Jean, XIV. yüzyılda Fransa kraliçesi olmuştur. Henri VII, Lüksemburg Dükü'nün kızı ve Fransa Kralı Philippe VI'nın eşidir. Jean, zamanının siyasi yaşamında Lüksemburg ve Fransa arasında bağlantılar kurarak önemli bir rol oynamıştır. Philippe VI ile olan evliliği Lüksemburg hanedanını güçlendirmiş, Jean ise Fransa kraliyet ailesinde etkili bir figür haline gelmiştir.
Ayrıca, Jean diplomatik meselelerde aktif olarak yer almış, komşu devletlerle ilişkileri geliştirmeye ve bölgede istikrarı sağlamaya çalışmıştır. Lüksemburg ve Fransa tarihindeki rolü önemliydi, çünkü iki ülkenin Avrupa'daki siyasi pozisyonlarının güçlenmesine katkıda bulunmuştur.
Charles IV, 1316 yılında Lüksemburg'da doğmuş ve Lüksemburg hanedanının en önde gelen temsilcilerinden biri olmuştur. 1346 yılından itibaren Çek Kralı, 1355 yılından itibaren ise Kutsal Roma İmparatoru olarak görev yapmıştır. Charles IV, Kutsal Roma İmparatorluğu'nun konumunu güçlendirme ve Çek krallığını Avrupa'da önemli bir merkez haline getirme konusunda önemli bir rol oynamıştır.
Charles IV, mülklerinde kültür ve bilim gelişimiyle aktif olarak ilgilenmiş, Prag'da merkezi Avrupa'nın ilk üniversitesi olan Charles Üniversitesi'ni kurmuştur. Yönetimi, imparatorluğu güçlendirmeye yönelik önemli siyasi ve diplomatik çabalarla da şekillenmiştir. Zamanının en başarılı ve en bilge yöneticilerinden biri olarak kabul edilmiş, Avrupa'nın gelişimine yaptığı katkılar günümüzde de etkili olmaya devam etmektedir.
Henri IV, Lüksemburg Kontu, XIV. yüzyılda yöneticilik yapmış önemli bir liderdir. Askeri başarıları ve Lüksemburg'un Orta Avrupa'daki gücünü artırma çabalarıyla tanınmaktadır. Henri IV, Lüksemburg'un etkisini genişletmeyi hedefleyerek zamanının siyasi ve askeri çatışmalarında aktif olarak yer almıştır.
Onun yönetimi, Lüksemburg hanedanını güçlendirme ve diplomasi ile dış politika geleneğinin sürdürülmesi ile ilişkilidir. Henri IV, kendi devletindeki merkezi gücü güçlendirip ekonomiyi geliştirmeye yardımcı olmuştur. Lüksemburg ve Avrupa tarihindeki rolü, Lüksemburg hanedanını o dönemin siyasi arenasında etkili oyunculardan biri haline getiren yöneticilerden biri olmasıdır.
Nicolas Dördinge (1891–1982), Lüksemburg'un kültürel ve entelektüel yaşamında önemli bir figürdü. Eserleri, Lüksemburg'da ve ötesinde edebiyat ve felsefe düşüncesinin gelişimine önemli ölçüde etki etmiştir. Dördinge, zamanının kültürel yaşamına aktif olarak katılmış ve ulusal edebiyatı geliştirmeye yönelik edebi hareketin kurucularından biri olmuştur.
Felsefe ve kültür alanındaki eserleri akademik çevrelerde tanınmış ve Lüksemburg'un toplumsal bilincinin gelişiminde de etki sağlamıştır. Nicolas Dördinge, çağdaş düşünürleri ve yazarları ilham vermeye devam eden bir miras bırakmıştır.
Guy Jérémy (1952 doğumlu), Fransızca edebiyata yaptığı katkılardan dolayı tanınmış modern bir Lüksemburglu yazardır. Eserleri, tarihi olaylar, sosyal meseleler ve kişisel deneyimler gibi geniş bir konu yelpazesini kapsamaktadır. Jérémy, kültürel kimlik ve sosyal adaletsizlik konularını ele alan romanlarıyla tanınmakta olup, bu temalar çağdaş Lüksemburg'un güncel meselelerini yansıtmaktadır.
O, Lüksemburg'un en tanınmış modern yazarlarından biri olup, kişisel ve ulusal hikayeleri daha geniş küresel meselelerle birleştirmedeki yeteneğiyle takdir edilmektedir. Eserleri, kültürel diyaloğu genişletmeye yardımcı olmakta ve Lüksemburg'un tarihi ve kültürü hakkında anlayışı derinleştirmektedir.
Lüksemburg'un tarihi figürleri, Orta Çağ ve Yeni Çağ'da Avrupa'nın gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. Henri VII, Charles IV ve diğerleri gibi şahsiyetler sayesinde, Lüksemburg, Avrupa'nın siyasi ve kültürel sahnesinin önemli bir parçası haline gelmiştir. Bu figürlerin etkisi yalnızca politika değil, eğitim, sanat ve kültür alanlarında da hissedilmektedir; ayrıca uluslararası diplomasi ile de bağlantılıdır.
Guy Jérémy ve Nicolas Dördinge gibi pek çok çağdaş Lüksemburglu, kültür ve edebiyatın gelişimine katkıda bulunmaya devam etmekte ve Lüksemburg'u Avrupa'daki kültürel süreçte önemli bir katılımcı haline getirmektedir. Tarihi miras ve ülkenin gelişimine etki eden şahsiyetler, çağdaş nesilleri ilham vermekte ve kültürel ve siyasi bağlamda önemlerini korumaktadır.