XX. yüzyıl, Monako Prensliği için önemli değişiklikler ve dönüşüm dönemi oldu. Bu dönem, Monako'nun ekonomik, sosyal ve siyasi dönüşümler geçirdiği çalkantılı zamanları ve barış dolu anları kapsamaktadır. Monako, bağımsızlığını korumayı başardı ve yaşamaya ve tatil yapmaya en çekici yerlerden biri haline geldi.
XX. yüzyılın başlarında Monako, bağımsız bir devlet olarak yerleşmişti ve prenslik, Prens Albert I yönetiminde gelişmeye devam etti. Onun hükümdarlığı (1889-1922), aktif diplomatik faaliyetler ve Monako'nun uluslararası pozisyonunu güçlendirme çabalarıyla belirginleşti. Prens, Avrupa'daki siyasi istikrarsızlık koşullarında prensliğin korunmasını sağlamak amacıyla çeşitli ülkelerle anlaşmalar imzaladı.
Albert I'in vefatından sonra tahta çıkan oğlu Prens Louis II, babasının mirasını sürdürerek ekonomik konulara ve turizmin gelişimine özel bir önem verdi. 1920'lerde prenslikte otel ve kumarhanelerin geliştirilmesi de dahil olmak üzere aktif bir inşaat süreci başladı ve Monako, popüler bir turistik destinasyon oldu.
XX. yüzyılda Monako'nun ekonomisi önemli değişiklikler yaşadı. Monte Carlo'daki kumarhaneler, prensliğin ana gelir kaynağı olarak kalmaya devam etti. Ancak 1930'larda, dünya ekonomik krizi sonucunda kumar gelirleri düşmeye başladı. Bu durum, hükümeti ekonomik gelişim için yeni yollar aramaya zorladı.
1950'lerde Monako, yeni konut ve ticari binaların inşası da dahil olmak üzere altyapısını aktif bir şekilde geliştirmeye başladı. Turizm, yalnızca önemli bir gelir kaynağı olmakla kalmayıp, ekonominin ana sektörlerinden biri haline geldi. Monako, sadece kumar tutkunlarını değil, aynı zamanda Akdeniz kıyısında yüksek kaliteli tatil arayan insanları da cezbetti.
XX. yüzyılda Monako'nun sosyal yapısı da değişiklikler geçirdi. Prensliğin nüfusu arttı, bu da altyapı ve sosyal hizmetlerin gelişimini etkiledi. Hükümet, vatandaşların yaşam standartlarını yükseltmek amacıyla eğitim ve sağlık hizmetlerine daha fazla önem vermeye başladı.
1960'ların sonlarına gelindiğinde, açıklık ve işbirliği politikaları sayesinde Monako'da halkın sosyal yaşamına aktif katılan yeni bir sosyal elit oluşmaya başladı. Prenslik, farklı kültür ve milletlerin temsilcilerinin buluşma yeri haline geldi ve bu, kültürel yaşamını zenginleştirdi.
XX. yüzyılda Monako'nun kültürel yaşamı zengin ve çeşitlilikle doluydu. 1930'larda prenslikte, dünyanın dört bir yanından ünlü sanatçıları ve müzisyenleri çeken müzik ve tiyatro festivalleri düzenlenmeye başlandı. Prens Rainier III, 1949 yılında tahta çıktığında sanat ve kültüre destek geleneğini sürdürdü, bu da çeşitli kültürel kurumların kurulmasını teşvik etti.
1959'da Monako'da Monako Ulusal Tiyatrosu kuruldu ve bu, prensliğin kültürel yaşamının önemli bir parçası haline geldi. Ayrıca, prenslik, dünyanın dört bir yanından izleyicilerin ilgisini çeken Uluslararası Sirk Festivali gibi uluslararası kültürel etkinliklere ev sahipliği yapmaya başladı.
İkinci Dünya Savaşı, Monako için birçok Avrupa ülkesi gibi bir sınav oldu. 1942'de Prenslik, Nazi Almanyası tarafından işgal edildi ve bu da ekonomik zorluklara ve sosyal huzursuzluklara yol açtı. Savaşın ardından Monako, hızla toparlandı ve barış dolu bir yaşama geri dönebildi.
1960'larda prenslik, turizmin yapısındaki değişiklikler ve diğer tatil yerleriyle rekabetle ilişkilendirilen ekonomik zorluklarla tekrar karşı karşıya kaldı. Ancak yatırım çekme ve altyapı geliştirme konusundaki aktif politikalar sayesinde Monako, uluslararası turizm ve finans merkezleri olarak konumunu pekiştirmeyi başardı.
XX. yüzyılın sonlarına gelindiğinde Monako, dünyanın en zengin ve istikrarlı devletlerinden biri haline geldi. Yüksek yaşam standardı, bireylerin gelirlerine vergi yokluğu ve gelişmiş altyapı, zengin insanları ve iş insanlarını dünyanın dört bir yanından çekti. 1993 yılında Monako, Birleşmiş Milletler üyesi oldu ve bu, uluslararası arenada bağımsız bir devlet olarak statüsünü pekiştirdi.
Prenslik, iş, turizm ve kültür alanlarında gelişmeye devam etti. Spor, özellikle motor sporları, prensliğin yaşamının önemli bir parçası haline geldi; bunun bir göstergesi de Monako Grand Prix'sinin düzenlenmesi ve dünyanın dört bir yanından izleyici ve katılımcı çekmesidir.
XX. yüzyıl, Monako için uluslararası arenada konumunu güçlendiren önemli dönüşümler dönemi oldu. Siyasi istikrar, ekonomik büyüme ve kültürel gelişim, prensliğin yaşamaya ve tatil yapmaya en ünlü ve çekici yerlerden biri haline gelmesini sağladı. Bu yüzyılın mirası, günümüzde de Monako'da hissedilmektedir; Monako, gelişmeye ve dünyayı kendine çekmeye devam etmektedir.