Monako, Fransa'nın Akdeniz kıyısındaki minik bir prenslik, antik dönemlere kadar uzanan zengin ve ilginç bir tarihe sahiptir. Akdeniz'deki stratejik konumu, onu önemli bir ticaret ve askeri nokta haline getirmiştir.
Modern Monako'nun topraklarında insanlar, tarih öncesi çağlarda yaşamışlardır. Arkeolojik kazılar, bu bölgede Ligurlar olarak bilinen kabilelerin yaşadığını göstermektedir. M.Ö. 2. yüzyılda Romalılar bu bölgede "Monte Carlo" adında bir yerleşim kurdular. Romalılar bu bölgeyi önemli bir liman ve ticaret noktası olarak kullandılar.
Roma İmparatorluğu'nun 476 yılında çökmesiyle, Monako toprakları çeşitli barbar kabilelerinin etkisi altına girdi ve daha sonra Franklar tarafından fethedildi. 1215 yılında Cenova kontları bu bölgede "Kayalık Kalesi" olarak bilinen bir kaleyi kurdular. 1297 yılında Grimaldi ailesi kaleyi ele geçirerek Monako'yu yönetmeye başladı ve bu, günümüze kadar süregelen bir hanedanın başlangıcını oluşturdu.
İlk başta kaleyi ele geçirmesiyle tanınan Grimaldi ailesi, zamanla güçlerini pekiştirmiş ve prensliğin etkisini genişletmiştir. 1346 yılında Grimaldi'ler prens unvanını alarak, günümüze kadar süregelen bir hanedanın başlangıcını oluşturmuşlardır. Yüzyıllar boyunca prenslik, saldırılar, savaşlar ve komşu devletlerin ilhak girişimleri gibi birçok zorlukla karşılaşmıştır.
16. yüzyılda Monako, kültürel ve ekonomik bir uyanış dönemine girmiştir. Coğrafi avantajları sayesinde prenslik, ticaret ve denizcilik açısından önemli bir merkez haline gelmiştir. Bu dönemde ünlü kale inşa edilmiş ve Grimaldi'nin güç simgesi haline gelen prenslik sarayı inşaatına başlanmıştır.
19. yüzyılın başında Monako, Napolyon Savaşları sırasında Fransa'nın kontrolü altına girdi. Prenslik geçici olarak ilhak edildi, ancak Napolyon'un 1814'te düşmesinin ardından müttefiklerin desteğiyle bağımsızlığını yeniden kazandı. 1815 yılında Viyana Kongresi'nde Monako bağımsız bir devlet olarak tanındı.
19. yüzyılda prenslik, Avrupa aristokrasisi arasında popüler bir tatil yeri haline geldi. 1863'te Monte Carlo'da bir kumarhanenin açılması, turistlerin ilgisini çekti ve prensliğin mali istikrarını sağladı. Bu dönem ayrıca yeni otellerin inşası ve altyapının iyileştirilmesi ile de dikkat çekti.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Monako, önce İtalyan işgali altında kalmış, ardından Alman birlikleri tarafından işgal edilmiştir. Zorluklara rağmen, prenslik özerkliğini korumayı başarmıştır. Savaştan sonra Monako, Avrupa'nın önemli bir finans ve kültür merkezi haline geldi.
20. yüzyılın sonlarından bu yana Monako, dünyanın en tanınmış ve refah içinde olan yerlerinden biri haline gelmiştir. Prenslik, vergi avantajları ve lüks yaşam tarzı sayesinde milyonerler ve ünlüler arasında popüler hale gelmiştir. Günümüzde Monako, finans, turizm ve spor alanlarında ekonomisini aktif olarak geliştirmektedir.
Bugün Monako, yüksek yaşam standardı, kumarhaneleri, Formula-1 otomobil yarışları ve bale gibi kültürel etkinlikleriyle tanınmaktadır. Prenslik, dünyanın dört bir yanından yatırımcılar ve turistler çekmeye devam etmektedir.
Monako tarihinin, küçük bir prensliğin hayatta kalma ve refah hikayesi olduğu söylenebilir; bu prenslik bağımsızlığını ve benzersiz kültürünü korumayı başarmıştır. Antik çağlardan günümüze Monako, lüks, stil ve Avrupa şıklığının sembolü olarak kalmaktadır.