Aragon, İspanya'nın kuzeyinde yer alan, zengin ve çok çeşitli bir tarihe sahip özerk bir topluluktur. Antik çağda bu bölge, İberler gibi çeşitli Kelt kabileleri tarafından mamur edilmiştir. Zamanla Roma İmparatorluğu'nun bir parçası haline gelmiş olup bu durum önemli kültürel değişimlere yol açmıştır.
Roma İmparatorluğu'nun çöküşüyle Aragon, çeşitli Germen kabilelerinin ve daha sonra Müslümanların egemenliği altına girmiştir. VIII. yüzyılda Müslümanlar bölgeyi ele geçirmiş ve IX. yüzyıla kadar kontrol altında tutmuşlardır. Bu dönemde, İber Yarımadası üzerinde Hristiyan kontrolünü yeniden sağlama süreci olan Reconquista başlamıştır.
IX. yüzyılda Aragon topraklarında bağımsız Aragon Kontluğu kurulmuş ve daha sonra Navarra Krallığı'nın bir parçası olmuştur. Aragon kontları, Pons kontu gibi, Müslüman fetihçilerine karşı savaşta önemli bir rol oynamıştır.
XII. yüzyılda Aragon, Kont Ramiro I'in yönetiminde bir krallık haline gelmiştir. Krallık, komşu toprakları toplayarak sınırlarını hızla genişletmiş ve İber Yarımadası'ndaki en güçlü devletlerden biri olmuştur. 1137 yılında Aragon, Barselona Kontluğu ile birleşerek Katalonya Taç'ını oluşturmuştur.
Aragonlular Haçlı Seferleri'nde aktif olarak yer almış ve filoları Akdeniz'deki en güçlü filolardan biri haline gelmiştir. XIII. yüzyılda Kral I. James, Valencia ve Murcia gibi birkaç Müslüman şehrini fethetmiştir.
XVI. yüzyıldan itibaren Aragon, Altın Çağ'ını yaşamaya başlamıştır. 1469 yılında Kral II. Ferdinand, Kastilya Kraliçesi I. Isabella ile evlenmiş ve bu durum İspanya'nın birleşmesine yol açmıştır. Bu olay, tek bir İspanyol devletinin kurulması için bir temel oluşturmuştur. Aragon ayrıca, sanatçılar ve bilim insanlarını çekerek önemli bir ticaret ve kültür merkezi olmuştur.
Ancak XVI. yüzyıldan itibaren bir kriz başlamıştır. 1707 yılında, İspanyol Veraset Savaşı sonrası Aragon, siyasi haklarını ve özerkliğini kaybetmiş ve bu da etkisinin düşmesine yol açmıştır. İspanyol hükümeti otoriteyi merkezileştirmiş, bu da halk arasında hoşnutsuzluğa neden olmuştur.
XX. yüzyılda Aragon tekrar özerklik kazanmıştır. 1975'te Frankist rejimin sona ermesinin ardından, 1982'de yeni bir özerklik statüsü kabul edilmiştir. Bu, Aragon'un kendi hükümeti ve parlamentosu ile bağımsız bir bölge olarak gelişmesine olanak tanımıştır.
Bugün Aragon, gelişmiş bir ekonomi ve kültüre sahip, refah içinde bir bölgedir. Burada, bazı bölgelerde aktif olarak kullanılan Aragonca gibi eski gelenekler ve diller korunmaktadır.
Aragon, kültürü, mimarisi ve gastronomisi ile ünlüdür. Bölge, Zaragoza'daki Aljafería Kalesi ve tarihi kiliseler gibi tarihi anıtları ile tanınmaktadır. Ayrıca Aragon'da geleneksel zanaatlar ve halk festivalleri aktif olarak gelişmekte olup, bu festivaller tüm dünyadan turistleri çekmektedir.
Aragon'un tarihi, bağımsızlık mücadelesi, kültürel miras ve özgünlük arayışının hikayesidir. Bu bölge, eşsiz geleneklerini ve göreneğini koruyarak İspanyol tarihinin ve kültürünün önemli bir parçası olmaya devam etmektedir.