Ümeyye hanedanlığı (661–750) İslam halifeliğini, Dört Dürüst Halife döneminden sonra yöneten ilk hanedanlık oldu. Bu dönem, İslam kültürünün sonraki gelişimini derinden etkileyen önemli kültürel ve sosyal değişimlerin yaşandığı bir zaman dilimidir.
Ümeyyeler mimariye önemli katkılarda bulundular. Bugüne kadar ayakta kalan muhteşem camiler ve saraylar inşa ettiler. En bilinenleri El-Aksa Camii Kudüs'te ve Ümeyye Camii Şam'dadır. Bu yapılar, ölçekleriyle dikkat çekiyor ve kemerler ile kubbeler gibi yeni inşaat tekniklerini kullanıyordu.
Ümeyye mimarisinin çarpıcı örneklerinden biri Qusayr Amra Sarayıdır. Freskleri ve eşsiz tarzı ile tanınan bu saray, yalnızca bir yaşam alanı değil, aynı zamanda buluşma ve kutlama yeri olarak da hizmet vermiştir.
Ümeyye sanatı, Pers, Bizans ve Yunan kültürleri dahil olmak üzere çeşitli kültürlerin etkisi altında gelişti. Bu dönemde resim, hat sanatı ve dekoratif sanatlarda önemli bir ilerleme kaydedildi.
Özellikle hat sanatı, İslam sanatının önemli bir unsuru haline geldi. Bu sanat dalı, yalnızca dini metinlerde değil, aynı zamanda mimari objelerin süslemesinde de kullanılıyordu. Ümeyye hat sanatçıları, sonraki nesillerin temelini oluşturan birçok stil geliştirdiler.
Ümeyye dönemindeki edebiyat da önemli başarılar elde etti. Bu dönemde şiir yüksek bir değer taşıyordu ve El-Ahtal ve El-Farabi gibi birçok şair, tarihe önemli izler bıraktı. Eserleri, hem seküler hem de dini konuları yansıtarak dilin zenginliğini ve kültürel gelenekleri gösteriyordu.
Bu dönemde felsefeye ve bilime olan ilginin artması, Arapça'daki ilk bilimsel çalışmaların ortaya çıkmasına yardımcı oldu.
Ümeyye Halifeliği, bilimsel araştırmalar ve teknolojiler açısından bir merkez haline geldi. İslam bilginleri matematik, astronomi, tıp ve diğer bilimlerde önemli katkılarda bulundular. Bu dönemin en ünlü bilim insanları İbni Sina ve İbni Heysem, modern bilginin temellerini atan keşiflerde bulundular.
Matematik, özellikle Arap rakamlarının ve sıfır kavramının benimsenmesi ile gelişti; bu da hesaplamaları büyük ölçüde kolaylaştırdı.
Ümeyye ekonomisi, tarım, ticaret ve vergilere dayanıyordu. Halifelik, ticaretin Doğu ve Batı arasında gelişmesini sağlayan birçok bölgeyi kapsıyordu. İslam tüccarları, farklı kültürleri ve halkları birleştirerek uluslararası ticarette kilit bir rol oynadılar.
İpek Yolu gibi ticaret yolları, malların ve fikirlerin değişimini sağladı, bu da tüm tarafların kültürel zenginleşmesine katkıda bulundu.
Ümeyye kültürü, insanlık tarihinde derin bir iz bıraktı. Mimari, sanat, bilim ve ekonomideki başarıları, sonraki nesilleri etkileyerek İslam medeniyetinin gelişiminin temelini oluşturdu. Ümeyye mirası, günümüzdeki kültürel ve bilimsel geleneklerde hâlâ gözlemlenebilmektedir.