Antik Yunan felsefesi, batı felsefi geleneğinin temelini oluşturmuştur. M.Ö. VI. yüzyılda başlamış ve antikliğin sonuna kadar devam etmiştir. Antik Yunan filozofları, dünyanın doğasını, insan varlığını, ahlaki değerleri ve toplumsal ilişkileri anlamaya çalışmışlardır. Onların fikirleri sadece felsefeyi şekillendirmekle kalmamış, aynı zamanda bilim, politika ve sanat üzerinde de büyük bir etki yaratmıştır.
Antik Yunan'da ilk filozofların ortaya çıkmasından önce, çevremizi anlamak için mitolojik açıklamalar kullanılıyordu. Bu dönemde insanlar doğa olaylarını ve insan kaderini açıklamak için mitlere başvuruyorlardı. Ancak M.Ö. VI. yüzyılda bazı düşünürler gözlem ve mantığa dayalı rasyonel açıklamalar arayışına girdiler.
Thales, tüm şeylerin tek bir ana kaynağın, yani suyun, kökeninden geldiğini öne süren ilk filozof olarak kabul edilmektedir. Onun fikirleri, doğanın ve yasalarının araştırma konusu haline geldiği doğa felsefesinin başlangıcını oluşturmuştur.
M.Ö. V-IV. yüzyıllarda Antik Yunan'da felsefi düşüncenin gelişimini belirleyen ünlü felsefe okulları ortaya çıktı. Klasik felsefe, Sokrates, Platon ve Aristoteles gibi düşünürlerin isimleriyle temsil edilmektedir.
Sokrates (M.Ö. 469-399), tarih boyunca en etkili filozoflardan biridir. "Sokratik yöntem" olarak bilinen metodu, diyalog ve soru sormaya dayanmaktadır. Kendini tanımaya yönelik bir gayret içerisindeydi ve "bir bilinçsiz yaşam, yaşamaya değmez" diyordu. Sokrates geride yazılı eser bırakmamış, tüm öğretileri öğrencisi Platon sayesinde bilinmektedir.
Platon (M.Ö. 427-347), Sokrates'in öğrencisi ve Atina'daki Akademi'nin kurucusudur; tarih boyunca bilinen ilk yüksek öğrenim kurumlarından biridir. Diyaloglarında, gerçekliğin fiziksel dünyanın ötesinde var olduğuna dair fikirler geliştirmiştir. "Devlet" adlı eserinde ise filozof-kral kavramını ortaya atarak, toplumun yönetiminde filozofların yer alması gerektiğini savunmuştur.
Aristoteles (M.Ö. 384-322), Platon'un öğrencisi olup, Lykeion'un kurucusudur. Çalışmaları, mantık, etik, metafizik, biyoloji ve siyaset gibi geniş bir konu yelpazesini kapsar. Aristoteles, hocasının idealizmini eleştirmiş ve doğanın incelenmesine daha deneysel bir yaklaşım önermiştir. Dünyadaki değişimlere açıklama getirmek için "dört neden" kavramını ortaya atmıştır: maddi, formel, hareket ettiren ve sonel.
M.Ö. IV. yüzyılda Büyük İskender'in ölümünden sonra, felsefenin yeni şekiller kazandığı Helenistik dönem başlamıştır. Ana okullar; stoacılık, epiküryanizm ve skeptisizm olmuştur.
Zenon gibi Stoacılar, insanın doğayla ve akılla uyum içinde yaşaması gerektiğini savunmuşlardır. Erdemin tek gerçek iyilik olduğunu, tüm dışsal koşulların ise önem taşımadığını düşünmüşlerdir. Öğretileri, ahlaki felsefe ve psikolojinin gelişiminde önemli bir etki yaratmıştır.
Epikür (M.Ö. 341-270), yaşam amacının mutluluğa ulaşmak ve acılardan kaçınmak olduğunu öğretmiştir. Zevkler üzerinde durmuş, ancak en yüksek zevklerin ruhsal olduğunu, fiziksel değil, vurgulamıştır. Epiküryenler, akıllıca bir zevkin mutluluğa giden yol olduğunu savunmuşlardır.
Pirron gibi skeptikler, şüphe ve eleştirel analizin önemini vurgulamışlardır. Gerçek bilgiye ulaşmanın imkânsız olduğunu ve dolayısıyla dogmatizmden kaçınılması gerektiğini düşünmüşlerdir. Skeptisizm, bilimsel metodun ve felsefi analizlerin gelişimi üzerinde etkili olmuştur.
Antik Yunan felsefesi, batı düşüncesi üzerinde muazzam bir etki bırakmıştır. Yunan filozoflarının eserleri, Roma felsefesinin, Hristiyan teolojisinin ve modern rasyonelliğin temeli olmuştur. Gerçek, adalet ve erdem konusundaki fikirleri, günümüz felsefi topluluklarında hâlâ araştırılmakta ve tartışılmaktadır.
Ayrıca, Yunan felsefesi bilimin ve mantığın gelişimine de katkıda bulunmuştur. Örneğin, Aristoteles biyoloji ve fiziğe önemli katkılarda bulunmuş, gözlem ve sınıflandırma yöntemleri günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. Antik Yunan felsefesi, psikoloji, sosyoloji ve siyasi bilimler gibi birçok disiplin için temel olmaya devam etmektedir.
Antik Yunan felsefesi, günümüze kadar düşünce ve kültür üzerinde etki bırakan zengin bir mirası temsil etmektedir. Büyük filozofların düşünceleri, dünya ve yaşam hakkında anlayışımızı zenginleştirirken, bilgi ve anlayış arayışında ilham vermektedir. Onların mirası, modern toplumda yaşamaya devam etmekte ve ahlak, etik ve adalet konusundaki görüşlerimizi şekillendirmektedir.