Takvim, zamanı yapılandırmaya, toplum yaşamını organize etmeye ve tarımsal çalışmalar, dini ritüeller ve sosyal etkinliklerin planlanmasını kolaylaştırmaya olanak tanıyan insanlığın en önemli icadıdır. İlk takvimler M.Ö. yaklaşık 2000 yılında ortaya çıkmış ve güneş ve ay döngülerini takip etmek için oluşturulmuştur.
Eski çağlarda insanlar doğa döngülerine bağımlıydılar. Mevsimlerin değişimi, ayın evreleri ve güneş tutulmaları, ekim ve hasat gibi hayatta kalma meselelerini etkiliyordu. İnsanlar, bu döngülere dayalı olarak zamanı kaydederek doğayı gözlemlemeye başladılar. Sümerler ve Mısırlılar gibi erken medeniyetler, zamanı takip etmelerini ve eylemlerini planlamalarını sağlayan sistemlere ihtiyaç duydular.
İlk takvimler ay döngülerine dayanmaktaydı. 29 veya 30 gün süren ay ayları, erken sistemlerin temelini oluşturdu. Sümerler ve Hititler, güneş ve ay döngülerini dikkate alan takvimler yarattılar. Örneğin, Sümer takvimi 12 aydan oluşuyordu ve her ay yeni ay ile başlıyordu.
Güneş takvimleri, yıllık güneş hareketinin yaklaşık 365 gün sürdüğünü fark eden antik Mısırlılar arasında popüler hale geldi. Mısır takvimi 30 gün süren 12 aydan oluşuyordu ve "yıllar arasındaki günler" olarak adlandırılan ek 5 günlük bir dönem içeriyordu. Bu sistem, Nil'in taşması gibi tarımsal çalışmaları etkin bir şekilde organize etmeyi sağladı ve bu, Mısır ekonomisi için kritik öneme sahipti.
Antik Yunanistan'da, daha sonraki takvimler, Atina takvimi gibi, hem ay hem de güneş döngülerini kullanıyordu, ancak nihayetinde bunları güneş düzeltmeleriyle de tamamladılar. Romalılar bu sistemleri miras alıp adapte ederek, M.Ö. 46'da uygulamaya konulan Jülyen takvimini yarattılar. Bu takvim, her dört yılda bir ilave artık yıl eklenmesiyle 365 gün içeriyordu ve böylece önceki sistemlerle karşılaştırıldığında daha hassas hale getirilmiştir.
Takvimler sadece Avrupa ve Orta Doğu'da değil, dünyanın diğer bölgelerinde de geliştirilmiştir. Orta Amerika'da, örneğin, Maya kültürü, 260 günden oluşan ve kültürlerinde yüksek bir değere sahip olan karmaşık takvim olan Tzolk'in'i icat etmiştir. Çin'de ise hala kullanılan ay-güneş takvimi vardır; bu takvim, Çin Yeni Yılı gibi geleneksel bayramları içermektedir.
16. yüzyılda Papa XIII. Gregory, dünyanın çoğu ülkesi için standart haline gelen Gregoryen takvimini tanıttı. Bu takvim, artık yıllarda ek gündür ile düzeltme yaparak yılda 365 günü korur, ancak kurallar önemli ölçüde netleştirilmiştir. Bu icat sayesinde insanlık, tarım ve günlük yaşamı göz önüne alarak, yılın daha kesin bir tanımını elde etmiştir.
Takvimin icadı, insan uygarlığının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Zamanın kesin kaydı sayesinde, insanlık tarımdan kültürel etkinliklere kadar çeşitli faaliyetleri planlayabilmektedir. Takvim olmasaydı, bugünkü bildiğimiz organize toplumların var olması güç olurdu. Binlerce yıldır takvimler gelişmeye devam etti ve zaman ve bilim anlayışımızdaki değişiklikleri yansıttı.