İran'ın tarihi, üç bin yılı aşkın bir geçmişe sahiptir ve hem bu ülkenin tarihinde hem de dünya kültüründe, bilimde ve politikada iz bırakan pek çok büyük imparatorluk, hanedan ve olağanüstü kişiliklerle doludur. İran, uzun varlığı boyunca büyük düşünürlerin, yöneticilerin, bilim insanlarının, şairlerin ve filozofların yuvası olmuş ve bu kişiliklerin etkisi hâlâ hissedilmektedir. Bu yazıda, bilime, kültüre ve sanata önemli katkılarda bulunmuş İran'ın en ünlü tarihi figürlerinden bazılarını tanıtacağız.
Büyük Cyrus, aynı zamanda Cyrus olarak da bilinir, insanlık tarihinin ilk ve en büyük imparatorluklarından biri olan Ahameniş İmparatorluğu'nun kurucusuydu. M.Ö. 559'dan M.Ö. 530'a kadar hükümdarlık yapmış ve Babil, Lidya ve Orta Asya'nın bazı bölgeleri dâhil geniş toprakları fethetmiştir. Ancak yalnızca büyük bir fatih olarak değil, fethettiği halkların kültürüne ve dinine saygı gösteren bilgili bir yönetici olarak da tanınmaktadır. Babil'de bulunan ünlü "Cyrus Silindiri", vatandaşların haklarına ve özgürlüklerine saygıyı ilan eden dünyadaki ilk insan hakları belgelerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Büyük Darius, M.Ö. 522'den M.Ö. 486'ya kadar hüküm süren Ahameniş İmparatorluğu'nun en büyük krallarından biriydi. İmparatorluğun sınırlarını önemli ölçüde genişleterek onu çağının en büyük ve güçlü devletlerinden biri haline getirmiştir. Darius ayrıca devlet yönetimini güçlendirmeyi ve altyapıyı iyileştirmeyi amaçlayan reformlarıyla da tanınmaktadır. Onun yönetiminde, imparatorluğun farklı bölgelerini birbirine bağlayan ünlü Kraliyet Yolu gibi yollar inşa edilmiş ve posta sistemi geliştirilmiştir. Darius, aynı zamanda Fars yasalarının ve idari sisteminin temellerini atarak, imparatorluğun yüzyıllar boyunca refah içinde olmasına katkıda bulunmuştur.
Abu Ali İbn Sina, Avrupa'da daha çok Avicenna olarak bilinen, İslam'ın Altın Çağı'nın önde gelen bilim insanı ve filozoflarından biriydi. X. yüzyılda İran'da doğmuş ve tıp, felsefe, matematik ve astronomi alanındaki eserleriyle tanınmıştır. En bilinen eseri "Tıbbın Kanunu", tarihteki en etkili tıbbi traktatlardan biri olmuş ve Avrupa ile Orta Doğu'da yüzyıllar boyunca kullanılmıştır. İbn Sina ayrıca Aristoteles ve Platon fikirlerini İslam düşüncesiyle birleştirerek felsefeye da önemli katkılarda bulunmuştur.
Ömer Hayyam, XI-XII yüzyıllarda yaşamış olan olağanüstü bir matematikçi, astronom ve şairdir. Cebir ve trigonometrinin önemli katkıda bulunmuş ve takvim hesaplamaları sayesinde daha doğru bir güneş takvimi oluşturmuştur. Ancak Hayyam en çok felsefi anlam ve hayat, aşk ve kader üzerine düşüncelerle dolu dörtlükleri (rubailer) ile tanınmaktadır. Bu rubailer, özellikle 19. yüzyılda Edward FitzGerald tarafından İngilizce'ye çevrildikten sonra dünya genelinde popüler hale gelmiştir.
Abu'l-Qasim Firdevsi, X-XI yüzyıllarda yaşamış ve "Şehname" ("Krallar Kitabı") adlı epik şiirinin yazarıdır; bu eser, Fars edebiyatının en büyük eserlerinden biri olarak kabul edilir. 50,000'den fazla beyitten oluşan bu epik eser, eski İran'ın tarihini ve mitlerini mitolojik dönemlerden başlayarak Sasanid İmparatorluğu'nun çöküşüne kadar anlatmaktadır. Firdevsi, bu başyapıtı yazmaya hayatını adamış ve bu sayede Arap etkisinin çok güçlü olduğu bir dönemde Fars dilinin ve kültürünün korunmasına katkıda bulunmuştur.
Saadi Şirazi, XIII yüzyılda yaşamış olan en tanınmış Fars şairlerinden ve filozoflarından biridir. "Bustân" ("Meyve Bahçesi") ve "Gülistân" ("Gül Bahçesi") adlı eserleri, Fars edebiyatının şaheserleri arasında yer almakta ve adalet, aşk ve ahlak gibi temaları ele alan hikâyeler, felsefi düşünceler ve şiirler içermektedir. Saadi, insan doğasını ve insanlar arasındaki ilişkileri incelemiş, eserleri hâlâ geçerliliğini korumakta ve okuyucuları hayat ve erdem üzerine düşünmeye teşvik etmektedir.
Celaleddin Rumi, Mavlana olarak da bilinen, XIII yüzyılda olağanüstü bir şair ve sufi mistikidir. "Masnavi" adlı eseri, sufi edebiyatının en büyük eserlerinden biri olup, manevirlik, aşk ve Tanrı ile birliğe ulaşma üzerine hikâyeler ve düşünceler içermektedir. Rumi, sufi düşüncenin gelişimi üzerinde büyük bir etki yaratmış ve hâlâ dünyanın en çok okunan şairlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Şiirleri birçok dile çevrilmiş ve ruhsal aydınlanma arayan insanlar arasında popüler kalmıştır.
Mohammad Mossadegh, 1950'lerin başında İran Başbakanı olarak görev yapmış bir İranlı siyasetçiydi. Petrol endüstrisinin millileştirilmesi konusundaki kampanyasıyla tanınmış ve bu durum Britanya ve ABD ile çatışmalara yol açmıştır. Mossadegh, İran'ın ekonomik bağımsızlığını sağlamaya ve demokratik reformlar gerçekleştirmeye çalışmış, ancak hükümeti, 1953'te CIA tarafından düzenlenen bir darbe ile devrilmiştir. Buna rağmen, Mossadegh, İran'daki bağımsızlık ve demokrasi mücadelesinin sembolü olmaya devam etmektedir.
Ali Şeriati, önde gelen bir İranlı filozof, sosyolog ve İslam Devrimi'nin ideologuydu. 1933 yılında doğmuş ve İslam, sosyoloji ve politika alanındaki çalışmalarıyla tanınmıştır. Şeriati, İslamı sosyal adalet ve ilerleme ile birleştirmeye çalışmış ve fikirleri 1970'lerde İran'ın gençliği üzerinde önemli bir etki yaratmıştır. Eserleri, 1979'da Şah'ın devrilmesine yol açan İslam Devrimi'nin ideolojisinin şekillendirilmesine katkıda bulunmuştur.
Ayetullah Ruhullah Humeyni, 1979 İslam Devrimi'nin ruhsal lideri ve önemli bir figürüydü. Şah'ı devirip İslam Cumhuriyeti İran'ı kuran hareketi yönlendirmiştir. Humeyni, İran'ın ilk Üstü Kurucu lideri olmuş ve İslami yasalar üzerine kurulu teokratik yönetim sisteminin temellerini atmıştır. Mirası hâlâ İran'ın politikası ve toplumu üzerinde etkisini sürdürmektedir.