"Risorgimento" hareketi, İtalyancada "yeniden doğuş" anlamına gelir ve XIX. yüzyılın başlarından 1861'de İtalya'nın birleşmesine kadar uzanan bir dönemi kapsamaktadır. Bu hareket, İtalyan devletinin tek bir çatı altında toplanması, yabancı işgalcilerden ve iç parçalanmadan kurtulmasının hedefindeydi. Bir dizi isyan, siyasi reform ve kültürel değişiklikleri içerir ve bu olaylar, modern İtalyan ulusal bilincinin şekillenmesinde belirleyici bir rol oynamıştır.
XIX. yüzyılın başlarında İtalya, Avusturya, Fransa ve İspanya gibi farklı Avrupa devletlerinin kontrolü altında bulunan birkaç bağımsız devlete ayrılmış durumdaydı. Bu siyasi parçalanma, hoşnutsuzluk ve birleşme isteği için ortam yaratıyordu. Aydınlanma fikirlerinin ve özgürlük ile eşitlik üzerine Fransız devrimci fikirlerinin etkisi, İtalyanlar arasında ulusal bilinçlenmeyi uyandırdı.
"Risorgimento" çerçevesinde ilk önemli isyanlardan biri, 1820 yılında Sicilya'da yaşanan isyandı. Bu isyan, Avusturya yönetimine karşı ve anayasal reformlar talebiyle başlamıştır. İsyan bastırılmıştır, ancak sonraki mücadeleler için tohumlar ekilmiştir.
1831'de, Papalık bölgesinde ve Lombardiya'da Avusturya egemenliğine karşı yeni huzursuzluklar baş göstermiştir. Bu isyanlar da başarılı olmamış, ancak İtalyanların bağımsızlık mücadelesindeki kararlılığını güçlendirmiştir.
"Risorgimento" hareketinin en etkili figürlerinden biri, 1831'de "Genç İtalya"yı kuran cumhuriyetçi hareketin ideoloğu Giuseppe Mazzini'dir. O, ulusal birlik ve demokrasi fikirlerini yayarak İtalyanları bağımsızlık mücadelesine teşvik etmiştir.
Diğer önemli bir şahsiyet ise Sardunya Krallığı'nın başbakanı olan Kont Camillo Cavour'dur. Cavour, ülkenin modernizasyonuna yönelik bir dizi reform gerçekleştirmiş ve İtalya'nın birleşmesi için zemin hazırlamıştır. Cavour, İtalyan milliyetçiliğinin hedeflerine ulaşmak için diplomatik yöntemler ve savaş kullanımını savunmuştur.
1848 yılında Avrupa genelinde devrimler patlak vermiş, İtalya da bu duruma istisna olmamıştır. Bu yıl Lombardiya ve Venedik'te, ayrıca diğer İtalyan devletlerinde isyanlar başlamıştır. İtalyanlar, özgürlük ve bağımsızlık talep etmek için haklarını savunmuşlardır.
Ancak, başlangıçta elde edilen başarıya rağmen, isyanlar Avusturya ordusu tarafından bastırılmıştır. Bu olayların sonucunda, bağımsızlığa ulaşmak için birlik olmanın ve birlikte hareket etmenin gerekliliği anlaşılmıştır.
Birleşme yolunda önemli olaylardan biri, 1859'da İtalya'nın Topluluğu'nun kurulmasıdır. Bu birlik, Cavour'un diplomatik faaliyetleri ve Giuseppe Garibaldi tarafından yönetilen askeri seferin sonucunda ortaya çıkmıştır. Garibaldi, askeri başarılarıyla tanınan ve "Bin" adlı gönüllüler ordusunu yöneten biridir. Bu ordu, Sicilya ve Napoli'yi fethederek Sardunya Krallığı ile birleşmeyi sağlamıştır.
1861 yılında İtalyan Krallığı ilan edilmiş ve Viktor Emmanuel II, ilk kralı olmuştur. Bu an, "Risorgimento" hareketinden esinlenen uzun bir birleşme sürecinin zirvesi olmuştur.
"Risorgimento" hareketi, yalnızca siyasi olaylarla sınırlı değildi. Bu dönemde, edebiyat, sanat ve müziğin gelişimi, ulusal bilinçlenmenin oluşumuna katkıda bulunmuştur. Alessandro Manzoni ve Giacomo Leopardi gibi şairler, Antonio Canova ve Francesco Hayez gibi ressamlar, İtalyan kimliğinin oluşturulmasında önemli bir rol oynamışlardır.
Ayrıca, bu hareket, yurttaş hakları ve sosyal adalet üzerine fikirlerin yayılmasına katkıda bulunarak, İtalyan toplumundaki daha sonraki reformlar ve değişimlerin temelini oluşturmuştur.
"Risorgimento" hareketi, İtalya tarihindeki temel bir aşama olarak, ülkenin geleceğini tek bir devlet olarak belirlemiştir. Bu dönemdeki isyanlar, siyasi değişimler ve kültürel dönüşümler, İtalyan milletinin oluşumuna büyük katkıda bulunmuştur. "Risorgimento"nun fikirleri ve mirası, modern İtalyan toplumunda özgürlük ve bağımsızlık için mücadele etmenin önemini vurgulayarak etkisini sürdürmektedir.