5. yüzyıldan 11. yüzyıla kadar olan Anglosakson dönemi, modern Britanya devletlerinin şekillenmesinde önemli bir aşamadır. Bu dönem, günümüz İngiltere topraklarına Angl, Sakson ve Jut gibi Alman kabilelerinin akın etmesiyle başlar. Bu kabileler, her biri hüküm sürme arayışında olan birçok küçük krallık oluşturmuştur. Bu dönemin önemli bir teması, İngiliz krallığının birleşimini konu alan Anglosakson krallıklarının birleşimidir. Bu süreç uzun ve karmaşık olup, birçok askeri, politik ve kültürel faktörü içeriyordu.
Erken Krallıklar
Anglosakson döneminin başlarında, İngiltere topraklarında birkaç düzine küçük krallık bulunmaktaydı. Bunlardan en bilinenleri Wessex, Mercia, Northumbria, Doğu İngiltere, Essex, Sussex ve Kent'tir. Bu krallıklar, kabile birlikleri temelinde oluşmuş ve başlangıçta birbirleriyle zayıf politik bağlantılara sahip olmuşlardır.
Bu krallıkların her biri, topraklarını ve etkilerini genişletme arayışındaydı ve bu da sürekli savaşlara ve çatışmalara neden oluyordu. Bu dönemde özellikle Mercia önemli bir rol oynamış ve 8. yüzyılda Kral Offa'nın yönetimi altında Güney ve Orta İngiltere'nin önde gelen gücü haline gelmiştir. Offa, sınırları korumak ve otoritesini pekiştirmek için Offa'nın Dibi gibi kaleler inşa etmiştir.
Wessex'in Yükselişi
8. yüzyılda Mercia’nın hakimiyetine rağmen, Wessex krallığı konumunu güçlendirmeye başlamıştır. 9. yüzyılda, Egbert ve Büyük Alfred gibi Wessex krallarının, o dönemde bütün Anglosakson krallıklarına tehdit oluşturan Viking saldırılarına karşı mücadelesiyle mülklerini aktif bir şekilde genişlettikleri görülmüştür.
Büyük Alfred, Wessex kralı olarak Anglosaksonların birleşiminde anahtar bir rol oynamıştır. 878'deki Edington Savaşı da dahil olmak üzere Vikingler karşısında elde ettiği bir dizi zaferden sonra, Viking lideri Guthrum ile bir barış anlaşması yapmış ve Anglosakson ve Danimarka toprakları arasında bir sınır belirlemiştir. Alfred ayrıca, Wessex’in önde gelen krallık olarak konumunu güçlendiren bir dizi reform gerçekleştirmiştir; bu reformlar arasında bir deniz filosu oluşturmak ve şehirleri güçlendirmek yer almaktadır.
Çatılma Ethelstan ile Birleşim
Büyük Alfred'in ölümünden sonra, varisleri birleşim sürecini devam ettirmiştir. Bu süreçte özellikle Ethelstan önemli bir rol oynamış, birleşik İngiltere’nin ilk kralı olarak kabul edilmiştir. Ethelstan 924 yılında tahta çıkmış ve Vikingler ile Kelt krallıklarına karşı bir dizi başarılı askeri sefer gerçekleştirmiştir, bu da kendisine günümüz İngiltere topraklarının tamamı üzerinde kontrol kurma imkanı tanımıştır.
937 yılında Ethelstan, Brunanburh Savaşı'nda zafer kazanarak gücünü ve İngiltere'nin tümü üzerindeki egemenliğini pekiştirmiştir. Bu zaferden sonra Ethelstan kendisini "Britanya'nın kralı" olarak ilan etmiş ve Anglosakson krallıklarının birleşim sürecinin tamamlandığını simgeler hale gelmiştir.
Vikinglerin Etkisi
Anglosakson krallıklarının birleşimine rağmen, Vikingler tarafından gelen tehdit ortadan kalkmamıştır. 11. yüzyılda Danimarkalıların yeni bir saldırı dalgası başlamış ve 1016 yılında Kral Knut Büyük, İngiltere'nin yöneticisi haline gelerek ülkeyi Danimarka ve Norveç ile birleştirmiştir. Knut'un yönetimi 1035 yılına kadar sürmüş ve oğlu 1042 yılına kadar tahtı korumuştur.
Ancak, son Danimarkalı kralı Edward the Confessor’ın İngiltere’deki ölümü, Anglosakson hanedanlığının son temsilcisi olarak, ülkeyi yeniden birleştirdi. Ancak onun 1066'daki ölümü, Anglosakson dönemin sona ermesine neden olan Norman Fethi'ni doğurmuştur.
Sonuç
Anglosakson krallıklarının birleşim süreci karmaşık ve uzun bir süreç olmuş, yüzyılları kapsayan bir mücadele olmuştur. Bu süreç, farklı krallıklar arasında güç mücadelesi, Vikingler ve Danimarkalılara karşı dış tehditlere direniş, ayrıca politik reformlar ve askeri zaferleri içermiştir. Bu süreçte anahtar figürler, hem kendi krallıklarının bağımsızlığını korumayı başaran hem de birleşik bir İngiliz devletinin temellerini atan Büyük Alfred ve Ethelstan gibi yöneticilerdir.
Geçici Danimarka fethi olmasına rağmen, Anglosakson krallıkları 11. yüzyıla gelindiğinde halihazırda birbirini tamamlayan bir devlet yapısı oluşturmaktaydı. Bu birleşim, İngiltere tarihindeki önemli bir aşama olmuş ve Orta Çağ ile Yeni Çağ’daki ülkenin gelişimi için zemin hazırlamıştır.