Tunus'ta Orta Çağ dönemi M.Ö. 5. yüzyıldan 15. yüzyılın sonuna kadar olan süreyi kapsamaktadır. Bu tarihsel aşama, adanın siyasi, kültürel ve sosyal yaşamında önemli değişikliklerle karakterize edilmiştir. Tunus, fetihlerin hedefi olmuş ve Akdeniz'deki stratejik konumu çeşitli medeniyetlerin dikkatini çekmiştir.
Batı Roma İmparatorluğu'nun 5. yüzyıldaki çöküşünden sonra, Tunus Bizans kontrolüne geçti. Bu dönemde adada Hristiyan unsurlar güçlendi ve Hristiyanlık baskın din haline geldi.
Bizans dönemi, kiliselerin ve manastırların inşası ile Yunan kültürünün yayılması ile belirginleşmiştir. Bu dönemin mimarisi, imparatorluğun karakteristik Bizans tarzlarını yansıtmıştır.
7. yüzyılda, Arap fetihleri sırasında Tunus Araplar tarafından ele geçirildi. Bu dönem 9. yüzyılın sonuna kadar sürdü ve adanın kültürü, dili ve tarımı üzerinde önemli bir etki bıraktı.
Arap yönetimi, Tunus'a tarım ve su temini alanında birçok yenilik getirdi.
Araplar, pirinç, şeker ve narenciye gibi yeni tarım teknolojileri ve ürünleri getirdi. Bu değişiklikler ekonomik bir refaha yol açtı ve Tunus, Akdeniz'de önemli bir ticaret merkezi haline geldi.
Arap kültürü, dil ve mimari üzerinde de izler bıraktı. Maltaca'da birçok kelime Arap kökenlidir ve bu, Arapların yerel kültür üzerindeki etkisini göstermektedir.
1091 yılında Tunus, Normanlar tarafından fethedildi ve bu, adanın tarihinde yeni bir dönem başlattı. Norman idaresi, adanın Hristiyanlaşması ve Avrupa devletleriyle bağların güçlenmesiyle beraber geldi.
13.-14. yüzyıllarda Tunus, haçlı seferlerine katılan Malta şövalyeleri için önemli bir üs haline geldi. Bu dönem, dış tehditlere karşı koruma sağlayan kaleler ve surlar inşası ile belirlendi.
Norman idaresi, ekonominin de gelişmesine katkıda bulundu. Ada, Avrupa malları için önemli bir ticaret yolu haline geldi ve bu ekonomik refahı sağladı.
1530 yılında Tunus, Malta Şövalyeleri'ne devredildi ve bu, adanın tarihindeki en önemli olaylardan biri oldu.
1565 yılında Tunus'un Büyük Kuşatmasından sonra, Şövalyeler yeni başkent Valetta'nın inşasına başladılar. Bu şehir, şövalyelerin gücünün ve deniz gücünün sembolü haline geldi.
Şövalyeler, önemli bir mimari miras bıraktılar. Valetta, muhteşem kiliseleri, sarayları ve kaleleri ile tanınır hale geldi. Bu dönemin mimari stilleri, barok ve maniyerizm unsurlarını birleştirdi.
Orta Çağ'da Tunus'taki yaşam, şovalye, arazi sahipleri ve köylülerin önemli roller oynadığı feodal bir sistemle organize edilmiştir.
Köylüler, arazi sahiplerinin topraklarında çalışır ve çeşitli yüklümlerde bulunmak zorundaydılar. Köylülerin yaşamı zorlayıcıydı, ancak tarımda önemli bir rol oynuyorlardı.
Şövalyeler, adada önemli bir güç ve etkiye sahipti. Sadece Tunus'u korumakla kalmadı, aynı zamanda yönetim, ticaret ve kültürel faaliyetlerle de ilgilendiler.
Orta Çağ, Tunus tarihinin önemli bir aşaması olarak, kültürünü, ekonomisini ve sosyal yapısını şekillendirmiştir. Bizans, Arap, Norman ve Malta Şövalyeleri'nin etkisi, adanın benzersiz kimliğini oluşturmuş ve günümüze kadar korunmuştur. Bugün Tunus, zengin geçmişini öğrenmek isteyen dünyanın dört bir yanından turistleri çeken önemli bir kültürel ve tarihi merkezdir.