Hollanda'daki İspanyol yönetimi, 15. yüzyılın sonlarından 17. yüzyılın başlarına kadar süren bir dönemi kapsamaktadır; bu dönemde Hollanda, İspanyol tacının kontrolü altında bulunmaktadır. Bu zaman, sert otoriter yönetim, dini çatışmalar ve ekonomik zorluklarla damgalanmış olup, nihayetinde Hollanda Devrimi'ne ve bağımsız Hollanda'nın kuruluşuna yol açmıştır.
15. yüzyılın sonlarına gelindiğinde, Hollanda Habsburg İmparatorluğu'nun bir parçasıydı ve İspanyol Kralı II. Philip tarafından yönetiliyordu. Bu topraklar zengin ve ekonomik olarak gelişmişti, ancak nüfusu çeşitli etnik gruplar ve dini inançlarla doluydu, bu da gerilim yaratıyordu. II. Philip, iktidarın merkeziyetçiliğini ve dini birliği sağlama çabası içindeydi ki bu, Hollandalılar arasında hoşnutsuzluğa neden oldu.
Katolikler ile Protestanlar arasındaki dini çatışmalar, Hollanda'daki İspanyol yönetiminin tarihindeki kilit bir rol oynamıştır. Katolik bir ülke olan İspanya, Protestanlara karşı aktif bir şekilde zulmederek Hollanda'da geniş çaplı bir protesto ve direnişi tetiklemiştir. Kalvinizm gibi Protestan hareketleri büyük bir popülarite kazanmış ve bağımsızlık mücadelesinin sembolü haline gelmiştir.
1559 yılında Alba Dükü'nün Hollanda Vali olarak atanmasının ardından durum daha da kötüleşmiştir. Onun yönetimi, engizisyonun getirilmesi, kitlesel tutuklamalar ve idamlar gibi sert önlemlerle damgalanmıştır. Bu eylemler, halkın hoşnutsuzluğunu daha da artırmış ve kitlesel protestolara yol açmıştır.
1560'ların sonlarına doğru hoşnutsuzluk kritik bir noktaya ulaşmıştır. 1568 yılında, Seksen Yıllık Savaş olarak da bilinen Hollanda Devrimi başlamıştır. Bu isyan William of Orange tarafından yönetilmiş ve özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin sembolü haline gelmiştir. İsyanın temel nedenleri arasında:
Devrim sırasında, 1573'teki Herling Savaşı ve 1574'teki Rupelmonde Savaşı gibi birçok kilit savaş gerçekleşmiştir. Hollandalılar, İspanyol ordusuna karşı hem gerilla taktikleri hem de açık savaşlar kullanmıştır. 1585'te Antwerp'in düşmesi de önemli bir olay olmuş ve İspanyol ekonomisi üzerinde büyük bir darbe etmiştir.
Önemli kayıplara rağmen, Hollanda 1581'de İspanya'dan bağımsızlığını ilan etmiştir; bu, Uniyal Antlaşması ile resmiyet kazanmıştır. Bu belge, Birleşik Eyaletler Cumhuriyeti'nin kuruluşuna giden önemli bir adım olmuştur. 1648'de Utrecht'te imzalanan barış antlaşması, Hollanda'nın bağımsızlığını nihayet tanımıştır.
Acılar ve çatışmalara rağmen, İspanyol yönetimi belirli bir kültürel miras bırakmıştır. O döneme ait birçok mimari anıt ve sanat eseri, resim ve edebiyat gibi günümüze kadar korunmuştur. Bu dönem ayrıca Hollandalılar arasında ulusal kimliğin gelişimine de katkıda bulunmuştur.
Hollanda'daki İspanyol yönetimi, ülkenin tarihinde bir dönüm noktası olmuştur. Bu, sert baskılar ve özgürlük mücadelesi dönemi, bağımsız bir devletin kurulmasına yol açmıştır. Bu dönemin mirası, Hollanda'nın modern toplumunu etkilemeye devam etmekte ve kültürünü, kimliğini ve tarihi hafızasını şekillendirmektedir.