Danimarka, küçük bir İskandinav krallığı, Orta Çağ boyunca Avrupa tarihindeki önemli bir rol oynamıştır. Bu dönem boyunca Danimarka, politik yapısını geliştirirken dini reformlar yaşadı ve Viking akınları, haçlı seferleri ve ticaret birliği gibi önemli uluslararası çatışmalara katıldı. Danimarka'daki Orta Çağ, Roma İmparatorluğu'nun çöküşü (yaklaşık 500 yılı) ile Rönesans'ın başlangıcı (yaklaşık 1500 yılı) arasındaki zamanı kapsar.
Danmarkanın tarihindeki VIII ila XI. yüzyıl, Viking Çağı olarak bilinir. Bu dönemde Danimarkalılar, kuzey komşuları Norveçliler ve İsveçliler gibi, Batı ve Doğu Avrupa ülkelerine büyük deniz akınları düzenlemeye başladılar. Danimarka'dan gelen Vikingler, İngiltere, Fransa, Almanya ve hatta doğudaki Slav topraklarına akınlarda bulundular. Bu askeri seferler sadece zenginlik getirmekle kalmadı, aynı zamanda Danimarka krallarının iktidarını pekiştirdi.
IX ve X. yüzyıllarda Danimarka, Kral Gorm'un ve oğlu Harald I Mavi Diş'in yönetiminde merkezileşmiş bir devlet olarak güçlenmeye başladı. Kral Harald Mavi Diş, Danimarka topraklarını birleştirmede anahtar bir figür haline geldi. Ayrıca, 965 civarında Hristiyanlığı kabul etti ve bu, ülkede Skandinavya'nın Hristiyanlaştırılma sürecinin başlangıcını işaret eden önemli bir olay oldu.
Harald Mavi Diş tarafından Hristiyanlığın kabulü, Danimarka'nın politika ve dininde önemli bir dönüşüm sağladı. Ülke yavaş yavaş putperest inançlardan uzaklaşarak Avrupa Hristiyan topluluğuna entegre olmaya başladı. Bu olay, Danimarka'nın Batı Avrupa devletleriyle olan bağlarını güçlendirdi ve Viking akınlarını sona erdirdi. Danimarka genelinde manastırlar ve kiliseler yapılmaya başlandı, bu da Hristiyan kültürünün yayılmasına katkı sağladı.
Harald Mavi Diş ve haleflerinin yönetimi sırasında Danimarka kralları, Roma ve Kutsal Roma İmparatorluğu ile yakın bağlar kurdular. Bu, Danimarka'nın Avrupa siyaseti ve kültürüne entegrasyonunu sağladı. Birçok Danimarka manastırı bilgi merkezleri haline geldi ve rahipler eğitim ve aydınlatmada önemli bir rol oynadılar.
XII. yüzyılda Danimarka, Baltık bölgesindeki putperest halklara karşı haçlı seferlerine aktif olarak katıldı. 1147 yılında Baltık Denizi'nin doğu kıyısındaki Slav kabilelerine karşı ilk haçlı seferi başladı. Kral I. Valdemar'ın komutasındaki Danimarka ordusu, Hristiyanlığın yayılmasını ve Danimarka'nın etkisini artırma amacıyla bu seferlere katıldı.
Kral I. Valdemar ve oğlu II. Valdemar, haçlı seferlerine ve Baltık'ın güneydoğusundaki toprakların fethedilmesine aktif olarak katıldılar. Bu haçlı seferleri, Danimarka'ya bölgedeki pozisyonlarını güçlendirme ve önemli ticaret yollarını kontrol etme imkanı sağladı. Bu dönemde Danimarka, İskandinavya'nın en etkili devletlerinden biri haline geldi.
XIII. yüzyıla gelindiğinde Danimarka, diğer Kuzey Avrupa ülkeleriyle birlikte uluslararası ticarette aktif bir rol oynamaya başladı. Bu süreçte Hansek Birliği — Kuzey Almanya ve Baltık bölgesindeki şehirlerin ticaret birliği önemli bir rol oynadı. Danimarka, Hansek şehirleri ile yakın ilişkiler kurarak Batı ve Orta Avrupa ile ticareti geliştirmeyi başardı.
Ancak bu iş birliği her zaman barışçıl olmadı. XIV. yüzyılda Danimarka ile Hansek Birliği arasında Baltık Denizi'ndeki ticaret yolları ve ekonomik çıkarlar üzerindeki kontrol ile ilgili birkaç çatışma meydana geldi. Bu çatışmalar, Danimarka'nın bölgedeki pozisyonunu zayıflattı, ancak ülke uluslararası ticarette önemli bir oyuncu kalmaya devam etti.
Orta Çağ Danimarka tarihindeki en önemli olaylardan biri, 1397 yılında Kalmarlı Birliği'nin kurulmasıdır. Kraliçe Margrete I'nin öncülüğünde Danimarka, İsveç ve Norveç tek bir devlet olarak birleşerek Kalmarlı Birliği'ni oluşturdu. Bu birlik, 1523 yılına kadar varlığını sürdürdü ve Danimarka'ya İskandinavya'nın politikasında öncü bir rol oynama fırsatı verdi.
Birlik, Danimarka'ya bölgedeki politik ve ekonomik etki kazandırsa da, özellikle bağımsızlık isteyen İsveç ile iç çatışmalarla birlikte geldi. Bu çatışmalar sonunda birliğin dağılmasına neden oldu, ancak birliğin varlığı süresince Danimarka, İskandinavya'nın en güçlü devleti oldu.
XVI. yüzyılın sonuna gelindiğinde Danimarka'nın Orta Çağ dönemi sona ermişti. 1448 yılında Oldenburg Hanedanı'nın iktidara gelmesiyle Danimarka'nın tarihindeki yeni bir dönem, kraliyet otoritesinin artması ve diğer Avrupa güçleriyle kültürel ve politik bağların gelişimi ile başladı. Rönesans'ın başlangıcı, Danimarka için yeni kültürel ve ekonomik değişimlerin yanı sıra uluslararası alandaki etki alanının genişlemesini müjdeli bir şekilde ifade etti.
Bu şekilde, Danimarka'daki Orta Çağ, önemli değişim ve gelişim dönemi oldu. Viking Çağı'ndan Kalmarlı Birliği'nin kuruluşuna kadar Danimarka, uluslararası siyasette ve ticarette aktif olarak yer alan güçlü ve etkili bir devlet olarak gelişti. Bu dönem, Danimarka tarihinin Avrupa tarihi ve kültürü üzerindeki silinmez bir iz bıraktı.