Kanada'nın tarihi, ilk insanların Asya'dan Kuzey Amerika'ya Bering Boğazı üzerinden geçtiği 15,000 yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Bu yerli halklar, aborjinler olarak bilinir ve bölgeye göre farklılık gösteren benzersiz kültürler ve gelenekler geliştirmiştir. Kanada'da, kendi gelenekleri ve dilleri olan iroquois, algonkin ve melezler gibi çeşitli kabileler yaşamaktaydı.
Kanada'nın yerli halkları, çeşitli iklim koşullarına adapte olarak avcılık, balıkçılık ve toplayıcılıkla aktif olarak uğraşıyorlardı. Bugüne kadar varlığını sürdüren müzik, dans ve sanat gibi zengin kültürel gelenekler yarattılar.
15. yüzyılın sonunda, Büyük Coğrafi Keşifler döneminde, Avrupa araştırmacıları Kanada’ya gelmeye başladı. İlk gelenlerden biri olan John Cabot, 1497 yılında Newfoundland kıyısına indi. 16. yüzyılın başlarında Fransızlar bölgeyi keşfetmeye aktif olarak başladılar ve 1608 yılında Samuel de Champlain, Kanada'nın ilk kalıcı Avrupa yerleşimi olan Quebec şehrini kurdu.
17. ve 18. yüzyıllar boyunca Fransa ve Britanya, Kanada toprakları üzerindeki kontrol için savaştı. 1763'te, Yedi Yıl Savaşı'nın ardından Fransa, Kanada kolonilerini Britanya'ya devretti ve bu, bölgedeki Britanya yönetiminin başlangıcını işaret etti.
1867 yılında, Ontario, Quebec, New Brunswick ve Nova Scotia'yı birleştiren bir Anayasa kabul edildi ve Kanada Konfederasyonu kuruldu. Bu olay, ülkenin tarihinde çok önemli bir an olup, modern Kanada devletinin temellerini attı.
Sonraki on yıllarda Manitoba, Britanya Kolumbiyası ve Alberta gibi diğer eyaletler ve topraklar Konfederasyon'a katıldı. 1931 yılında Kanada, Westminster Statüsü'nün kabulü ile içişleri üzerindeki tam yasal kontrolü elde etti.
20. yüzyılda Kanada, dünya olaylarında aktif bir oyuncu haline geldi. Ülke, her iki dünya savaşına katıldı ve bu, ulusal kimliğin güçlenmesine katkı sağladı. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Kanada ekonomik bir patlama yaşadı ve dünyadaki önde gelen üretici ve ihracatçılardan biri oldu.
1965 yılında Kanada, ulusun birliğini ve çeşitliliğini simgeleyen yeni bir ulusal bayrak kabul etti. Bu olay, Kanada kimliğinin uluslararası arenada tanınması açısından önemli bir adım oldu.
Son on yıllarda Kanada, çok uluslu ve çok kültürlü bir toplum olarak gelişmeye devam ediyor. 1982'de, yerli halkların hakları da dahil olmak üzere vatandaşların haklarını ve özgürlüklerini güvence altına alan Kanada Anayasası kabul edildi.
Bugün Kanada, yüksek yaşam standardı, sağlık sistemi ve eğitim ile tanınmaktadır. Ülke, barış operasyonları ve insan hakları savunması da dahil olmak üzere uluslararası konularda aktif olarak yer almaktadır.
Kanada, yerli halklar ve Avrupalı sömürgecilerin geleneklerinin birleştiği zengin bir kültürel mirasa sahip bir ülkedir. Kanada kültürü, İngilizce ve Fransızca da dahil olmak üzere çeşitli dillerin yanı sıra göçmenler tarafından konuşulan birçok diğer dili de içermektedir.
Kanada'da sanat, müzik ve edebiyat gelişmekte olup, Margaret Atwood ve Alice Munro gibi tanınmış yazarlar bulunmaktadır. Ülkede ayrıca, Celine Dion ve Drake gibi ünlü sanatçılarla film endüstrisi ve müzik sahnesi de aktif olarak gelişmektedir.