Aşur dini, diğer birçok antik medeniyette olduğu gibi, çok yönlü ve çok katmanlıydı, mitler, ritüeller ve ibadetlerle doluydu. Aşuriler, insan yaşamının, doğanın ve varoluşun çeşitli yönlerini temsil eden birçok tanrıya ve tanrıçaya inanıyorlardı. Din, toplumun yaşamında önemli bir rol oynuyor ve devlet yapısının ayrılmaz bir parçasıydı.
Aşur panteonu, yaşamın çeşitli alanlarını yöneten birçok tanrı içeriyordu. Ana tanrılar şunlardı:
Dini ritüeller, Aşuri kültüründe önemli bir rol oynamıştır. Bunlar, tanrıların hayırlarını elde etmek için yapılan kurbanlar, bayramlar ve ritüelleri içeriyordu. Aşuriler, tanrılarla iyi ilişkiler sürdürmenin devletin refahı için gerekli olduğuna inanıyorlardı.
Kurbanlar, dini pratiğin önemli bir parçasıydı. Koyun ve keçi gibi hayvanların kurban edilmesinin yanı sıra, tanrılara adanmış yiyecek ve diğer eşyaların sunulması da yer alıyordu. Önemli kurbanlar, rahipler tarafından tapınaklarda yapılıyordu.
Aşuriler, her biri belirli bir tanrı ile bağlantılı olan birçok bayram kutluyorlardı. En bilinen bayramlardan biri, mart ayında kutlanan ve doğanın yenilenmesi ve yeniden doğuşunu simgeleyen Yeni Yıl bayramıydı. Bu bayram, büyük kutlamalar, kurbanlar ve tanrıları yatıştırmaya yönelik ritüeller içeriyordu.
Tapınaklar, Aşur'daki dini yaşamın önemli merkezleriydi. Her büyük şehirde inşa ediliyor ve ritüellerin ve kurbanların yapıldığı yerler olarak hizmet ediyordu. En ünlü tapınak, Ninova'daki Aşur tanrısının tapınağıydı ve imparatorluğun gücünün ve büyüklüğünün sembolü olarak kabul ediliyordu.
Tapınaklar, ibadet ve güç gösterimi için kullanılan muhteşem mimari ile dikkat çekiyordu. İç mekanlar, tanrıları ve mitlerden sahneleri tasvir eden kabartmalar ve rölyeflerle süsleniyordu. Her tapınakta, kült nesneleri ve tanrı heykellerinin saklandığı kendine özgü kutsal alanlar vardı.
Aşuri mitolojisi zengin ve çeşitlidir. Yaratılış, ölüm ve yeniden doğuş mitleri ile tanrılar arasındaki güç mücadelesi de dahil olmak üzere birçok mit yaygındır. En bilinen mitlerden biri, Aşur tanrısı ile kaosu temsil eden Tiamat canavarı arasındaki savaşı anlatan hikâyedir.
Gılgamış Destanı, Sümer kökenli olsa da Aşuri edebiyatının önemli bir parçası haline gelmiştir. Bu destan, Gılgamış'ın maceralarını, ölümsüzlük arayışını ve kaderle mücadelesini anlatıyor. Tanrısal ve insani konular da dahil olmak üzere, Aşuri dininin ve felsefesinin birçok yönünü yansıtıyor.
Rahipler, Aşuri dini sisteminde anahtar bir rol oynamıştır. Ritüellerin, kurbanların ve tapınakların yönetiminden sorumluydular. Rahipler, dini bilgi ve ritüelleri öğrenen soylu ailelerden gelen bireylerdi.
Rahiplerin birçok görevi vardı, bunlar arasında:
Aşur İmparatorluğu'nun M.Ö. 7. yüzyılda çökmesi ve Babil gibi yeni kültürlerin ortaya çıkmasıyla birlikte dini uygulamalar değişti. Aşuri dini ile ilgili birçok yön, yeni inançlarla uyumlu hale getirildi veya değiştirildi; ancak bazı gelenekler, bölgesel kültürde korunmaya devam etti.
Aşur'un düşüşüne rağmen, dini gelenekleri, özellikle Babil kültürü üzerinde etkili oldu. Aşur'da ortaya çıkan birçok mit, ritüel ve kavram, bölgenin daha geniş kültürel mirasının bir parçası haline gelerek Aşuri dininin insanlık tarihindeki önemini vurguluyor.
Aşur dini, Aşur kültürü ve toplum yaşamının önemli bir yönüydü ve Aşurların yaşamının her alanına nüfuz ediyordu. Tanrıların, ritüellerin ve mitlerin çeşitliliği, dünyaya ve insanın bu dünyadaki yerine dair anlayışlarını yansıtıyordu. Aşur dinini incelemek, sadece bu antik medeniyeti daha iyi anlamakla kalmayıp, aynı zamanda bölgedeki diğer halkların dini geleneklerini şekillendiren temel unsurları anlamamıza da yardımcı olur.