Sri Lanka'nın, tarihsel olarak Seylan olarak bilinen, bağımsızlık mücadelesi, adanın tarihinde önemli bir aşama olup, 20. yüzyılın başlarından 1948 yılında Britanya sömürge yönetiminden bağımsızlık kazanmasına kadar olan dönemi kapsamaktadır. Bu süreç, siyasi, ekonomik ve sosyal yönlerin yanı sıra küresel değişimlerin etkisini içermekte olup, derin bir inceleme ve analiz konusunu oluşturmaktadır.
Sri Lanka, 16. yüzyılda Portekizlilerin ve Hollandalıların koloni kurmaya başlaması ile Avrupa güçlerinin etkisi altına girmiştir. 1796 yılında Britanya İmparatorluğu adanın kontrolünü ele geçirmiş, bu da siyasi ve ekonomik yapısında önemli değişikliklere yol açmıştır. Britanyalılar, Sri Lanka'nın kaynaklarını çay ve kahve üretimi ve ticareti için kullanmış, bu da ekonomik büyümeye katkıda bulunmuş, ancak yerel halkın yaşam koşullarını kötüleştirmiştir.
Ekonomi gelişirken, yerel halk siyasi haklardan ve ülke yönetimine katılma olanaklarından mahrum kalmıştır. Bu durum hoşnutsuzluğu artırmış ve ilk milliyetçi hareketlerin oluşmasını sağlamıştır; bu hareketler özerklik talepleri ortaya koymaya başlamıştır.
20. yüzyılın başlarından itibaren Sri Lanka'da milliyetçi duyguların artışı görülmüştür. 1919 yılında kurulan Seylan Ulusal Kongresi, yerel halkın menfaatlerini temsil eden ilk önemli siyasi organizasyon olmuştur. Kongre liderleri D. S. Senanayake ve A. E. G. A. P. N. B. N. G. N. G. G. G., Britanya hükümetine yerel halkın siyasi haklarının genişletilmesi talepleriyle çıkmışlardır.
1931 yılında kabul edilen Anayasa, bazı gruplara oy hakkı da dahil olmak üzere yerel halka belirli haklar sağlamıştır. Ancak bu değişiklikler, çoğunluk için yetersiz kalmış ve hoşnutsuzluğu sürdüren sebepler arasında yer almıştır.
İkinci Dünya Savaşı, Sri Lanka'daki durumu önemli ölçüde etkilemiştir. Savaşla meşgul olan Britanya hükümeti, sömürgeyi yönetmeye yeterince dikkat edememiştir. Bu, yerel liderlerin taleplerini güçlendirmesi için bir fırsat yaratmıştır. 1943 yılında Sri Lanka'nın geleceği hakkında tartışmaların yapıldığı bir konferans düzenlenmiştir.
Savaş, kamuoyunun görüşlerini değiştirmiş ve halk arasında milliyetçi duyguların artmasına neden olmuştur. Birçok Sri Lankalı, Britanya kontrolünün zayıflaması sayesinde bağımsızlığı gerçek bir hedef olarak görmeye başlamıştır.
Savaşın ardından Britanya hükümeti, yerel milliyetçilerden gelen artan baskı ile karşılaşmıştır. 1945 yılında, çeşitli milliyetçi hareketleri bir araya getiren Birleşik Parti kurulmuştur. 1947 yılında Britanya hükümeti, güç aktarımını kabul etmiş ve bağımsızlık müzakerelerine başlanmıştır.
Bu müzakerelerin sonucunda 4 Şubat 1948'de Sri Lanka resmi olarak bağımsızlığını kazanmıştır. Bu olay, yerel halkın hakları ve özgürlükleri için yürüttüğü yıllarca süren mücadelenin bir sonucudur.
Sri Lanka'nın bağımsızlığı, yalnızca ülke için değil, sömürge tahakkümünden kurtulmaya çalışan diğer koloniler için de büyük bir önem taşımaktadır. Bağımsızlık, Asya ve Afrika'daki diğer uluslar için bir örnek olmuş, özgürlük mücadelesinin başarılı sonuçlar doğurabileceğini göstermiştir.
Bununla birlikte, bağımsızlık mücadelesi tüm sorunların çözümüne yol açmamıştır. Sri Lanka, iç çatışmalar, etnik anlaşmazlıklar ve siyasi istikrarsızlıkla karşı karşıya kalmıştır. Ancak bağımsızlık, Sri Lanka'nın ulusal bilincinin gelişiminde ve yeni bir siyasi yönün şekillenmesinde önemli bir adım olmuştur.
Sri Lanka'nın bağımsızlık mücadelesi, ülkenin tarihindeki önemli bir sayfayı oluşturarak halkın özgürlük ve öz yönetim isteğini yansıtmaktadır. Bu süreç zorlu geçmiş ve yerel halktan büyük çaba ve fedakarlıklar talep etmiştir. Sonunda bağımsızlık, gelecekteki nesiller için umut ve ilham simgesi haline gelmiştir.