Osmanlı İmparatorluğu dönemi Romanya tarihinin birkaç yüzyılını kapsamaktadır, 14. yüzyılın sonlarından 19. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Bu dönem, Osmanlı egemenliğinin bölgenin siyasi, ekonomik ve kültürel yaşamı üzerinde önemli bir etki yarattığı bir dönemdir. Romanya, Valakya ve Moldova gibi birkaç prenslikten oluşmaktaydı ve Osmanlı kontrolü altında bulunmaktaydı; bu durum yerel nüfusun çeşitli değişimlere ve uyumlara tabi olmasına neden oldu.
Osmanlı fetihleri ile 14. yüzyılın sonunda Romanya tarihinin yeni bir dönemi başlamıştır. 1396 yılında, Nikopolis Savaşı'ndan sonra, Valakya ve Moldova Osmanlı mülklerinin bir parçası haline geldi. Osmanlılar, yerel yönetimlerin vergi gelirleri ve askeri yardımlar karşılığında belirli bir özerklik derecesini korumasına izin veren bir vergi stratejisi uyguladı. Bu durum, Osmanlı merkezi ile yerel prenslikler arasındaki karmaşık ilişkilerin temelini oluşturdu.
Vlad Tepes ve Ştefan Cel Mare gibi Valakya ve Moldova’nın en tanınmış yönetici figürleri, Osmanlı politikasını kendi çıkarları için kullanarak benzersiz bir siyasi dinamik yarattılar. Yerel prensler, sıklıkla Osmanlı İmparatorluğu ile Polonya ve Macaristan gibi komşu güçler arasındaki etki mücadelesine dahil oluyorlardı.
Osmanlı yönetimi altında toplumsal yapıda önemli değişimler meydana geldi. Nüfusun büyük kısmını oluşturan köylüler, yüksek vergiler ödemekle ve zorunlu çalışma hizmetleriyle karşılaştıkları için çoğunlukla zor yaşam koşullarıyla baş etmek zorundaydılar. Ancak, yerel yöneticiler, Osmanlı yasalarını kullanarak köylülerin durumunu hafifletmeye çalışmışlar ve çeşitli reformlar getirmişlerdir.
Bu dönemde Romanya’nın ekonomisi tarım ve zanaat üzerine kuruluydu. Osmanlılar ticareti aktif bir şekilde geliştirmiş ve bu da bölgenin ekonomik büyümesine katkıda bulunmuştur. Romanya, Doğu ile Batı arasındaki önemli ticaret yolları üzerinde bulunuyor ve yerel üreticilerin yeni pazarlara ve ürünlere erişimini sağlıyordu. Şehir yaşamı gelişmeye başlamış ve bazı bölgelerde ticaret merkezleri oluşmuştur.
Osmanlı İmparatorluğu’nun kültürel etkisi de Romanya üzerinde önemli bir etki yaratmıştır. İslam kültürünün etkisiyle yeni mimari stiller, edebi ve sanatsal gelenekler ortaya çıkmıştır. Yerel yöneticiler, cami, medrese ve diğer İslam kurumlarının inşasına sipariş vermiş, bu da bölgede İslam’ın yayılmasına katkı sağlamıştır.
Osmanlı etkisine rağmen, Ortodoksluk Romanya’da baskın din olarak kalmıştır. Kilise, toplum yaşamında önemli bir rol oynamış, köylülerin çıkarlarını korumuş ve eğitim ile sosyal hizmetler sağlamıştır. Yerel manastırlar ve kiliseler kültür ve eğitim merkezleri haline gelmiş ve Romanya’nın geleneklerini ve dilini korumuşlardır.
Osmanlı egemenliği süresince Romanya’da ulusal bağımsızlık hareketi var olmuştur. Yerel yöneticiler ve entelektüel kesim, ulusal bilinç oluşturmaya ve ülkeyi yabancı kontrolünden kurtarmaya çalışmışlardır. 16-17. yüzyılda Valakya ve Moldova’yı birleştirmeye yönelik ilk denemeler başlamış ve bu durum gelecekteki ulusal hareketin temellerini oluşturmuştur.
19. yüzyılın başlarından itibaren Romanya’da Osmanlı baskısından kurtulmayı hedefleyen milliyetçi hareketler ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu hareketler, Avrupa’da meydana gelen çeşitli devrim niteliğindeki olaylar tarafından desteklenmiş ve Romanyalılar arasında ulusal bilincin artmasına katkıda bulunmuştur. 1848 yılında Romanya’da meydana gelen devrim, bağımsızlık yolunda önemli bir dönüm noktası olmuştur.
Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki Romanya, hem olumlu hem de olumsuz değişimlerle dolu bir dönemdi. Osmanlı yönetimi, bölgenin siyasi, sosyal ve kültürel yaşamı üzerinde etki yapmıştır. Sert koşullara rağmen, yerel prenslikler geleneklerini ve kimliklerini korumayı başarmış ve bu durum bağımsızlık mücadelesinin temelini oluşturmuştur. Bu dönem, Romanya tarihine derin bir iz bırakmış ve modern Romanya devletinin oluşumuna zemin hazırlamıştır.